Cep Telefonuna El Koyma ve Yazismalarin Delil Olarak Kullanilmasi: Hukuki Çerçeve ve Uygulama Örnekleri

Ceza yargılamalarında şüphelilerin cep telefonlarına el konulması ve bu cihazlardaki yazışmaların delil olarak kullanılması uygulamada giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle WhatsApp gibi haberleşme uygulamaları üzerinden yapılan yazışmalar, soruşturma ve kovuşturma aşamasında sıklıkla delil olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu delillerin hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediği çoğu zaman tartışmalıdır.

1. Hukuki Dayanaklar

Anayasa’nın 13. ve 22. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi çerçevesinde haberleşme hürriyeti güvence altına alınmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 134. ve 135. maddeleri, sırasıyla dijital materyaller üzerinde inceleme ve iletişimin denetlenmesi tedbirlerini düzenlemektedir. Bu hükümler gereği, cep telefonunda bulunan mesaj içeriklerine ulaşmak için yalnızca CMK 134 kapsamında işlem yapılması yeterli olmayıp, aynı zamanda CMK 135 uyarınca iletişimin denetlenmesine ilişkin hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı kararı da gereklidir.

2. Yargı Kararlarının Işığında Değerlendirme

Yargıtay kararlarına göre şüpheli veya sanığın rızası bulunsa dahi; CMK 134 uyarınca hâkim kararı olmaksızın cep telefonunda inceleme yapılması, oradaki WhatsApp mesajları veya benzeri yazışmaların delil olarak kullanılması hukuka aykırıdır. Bu durum Anayasa’nın 38. maddesi ile CMK 206/2-a ve 217/2 maddeleri gereğince, bu delillerin hükme esas alınamaması sonucunu doğurmaktadır.

3. Bursa Uygulamalarından Örnekler

  • Bursa’da görülen bir uyuşturucu davasında, kolluk görevlilerince yakalanan şüphelinin rızası ile açılan cep telefonunda yer alan mesajlar üzerinden diğer şüphelilere ulaşıldı. Ancak mahkeme, CMK 134 kapsamında usulüne uygun hakim kararı bulunmadığı için söz konusu yazışmaların hukuka aykırı şekilde elde edildiğine hükmetti.
  • Başka bir Bursa dosyasında, sanığın eşine ait telefonda kayıtlı mesajlara dayanarak suç isnadı yapılmış, ancak telefonun sahibi farklı olduğu ve herhangi bir arama kararı bulunmadığı gerekçesiyle, söz konusu deliller yargılamada dikkate alınmamıştır.

4. Uygulamada Sık Yapılan Hatalar

  • Rıza ile alınan telefonlarda ön inceleme tutanağı düzenlenerek delil elde edilmesi.
  • CMK 127. maddeye dayanılarak genel elkoyma kararı verilmesi, ancak dijital materyal olması nedeniyle özel hüküm olan CMK 134’ün göz ardı edilmesi.
  • CMK 134 ile yalnızca fiziksel cihazın incelenmesi sağlanıp, mesaj içeriklerine ayrıca CMK 135 kararı alınmadan erişilmesi.

5. Hukuka Uygun Delil Elde Etmenin Koşulları

  1. CMK 134 uyarınca hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde savcı kararı ile cihazın incelenmesine izin verilmelidir.
  2. Mesaj içerikleri, görüşme kayıtları gibi haberleşme unsurları için ayrıca CMK 135 kapsamında iletişimin denetlenmesi kararı alınmalıdır.
  3. Elde edilen veriler yedeklenmeli ve bir örneği şüpheliye veya müdafiine verilmelidir (CMK 134/3-4).

6. Sonuç ve Öneriler

Hukuka aykırı şekilde elde edilen dijital delillerin, yargılamada kullanılmaması gerektiği tartışmasızdır. Özellikle cep telefonu gibi hem bilgisayar hem de iletişim aracı niteliği taşıyan cihazlar söz konusu olduğunda, delil elde etme usullerine azami dikkat gösterilmelidir. Aksi halde, kişi hak ve özgürlükleri ciddi biçimde ihlal edilmekte, adil yargılanma hakkı zedelenmektedir.

Uygulamada savcılık ve mahkemelerin CMK 134 ve 135 hükümlerini birlikte değerlendirerek karar vermesi, şüpheli haklarının ihlal edilmemesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bursa’daki örnekler de göstermektedir ki, yerel mahkemeler bu konuda gittikçe daha titiz davranmakta ve usulsüz elde edilen dijital verileri hükme esas almamaktadır.

Belirttiğiniz Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 10.10.2019 tarihli, 2019/2637 E., 2019/5904 K. sayılı kararı, cep telefonu veya dijital materyallerin şüpheli veya sanığın rızasıyla teslim edilmesi halinde dahi, CMK m.134’e uygun şekilde hakim kararı alınmaksızın ve imaj alma – kopya verme işlemleri yapılmaksızın delil elde edilmesinin hukuka aykırı olacağına hükmetmektedir.

Yargıtay’ın Dijital Delil Elde Etme Usulüne İlişkin Önemli Kararı: Rızaya Rağmen Hâkim Kararı Gerekli

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 10.10.2019 tarihli kararında; şüpheli tarafından rızaen teslim edilen dijital materyallerin, CMK m.134 kapsamında hâkim kararı olmadan incelenmesinin hukuka aykırı delil oluşturacağı vurgulanmıştır. Bu bağlamda sanığın dijital verilerine, mahallinde imaj alınmadan ve ilgilisine kopya verilmeden el konulmasının, Anayasa ve CMK hükümleri çerçevesinde adil yargılanma hakkını ihlal ettiği belirtilmiştir.

📌 Kararın Özeti:

“Şüphe üzerine durdurulan sanığın rızasıyla teslim ettiği dijital materyallerle ilgili olarak CMK m.134’te belirtilen şekilde hâkim kararı alınmaksızın, mahallinde imaj alma ve kopya verme işlemleri yapılmadan el konulması hukuka uygun değildir. Bu şekilde elde edilen veriler delil olarak kullanılamaz; başkaca delil de yoksa mahkûmiyet kararı verilemez.”

Bursa’dan Somut Uygulama Örneği

Bursa’da görülen benzer bir dosyada, bir trafik uygulamasında durdurulan araçta bulunan sanığın cep telefonu rızaen teslim alınmıştır. Ancak kolluk kuvvetleri herhangi bir hâkim kararı olmaksızın telefon içeriğini incelemiş ve WhatsApp yazışmaları üzerinden delil üretmiştir. Mahkeme, Yargıtay’ın yukarıdaki içtihadına atıf yaparak, bu delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiği gerekçesiyle delil dışı bırakılmasına ve sanığın beraatine karar vermiştir.

Hukuki Değerlendirme

  • CMK m.134 açıkça, bilgisayar ve dijital materyallerin incelenmesi için hâkim kararı gerektiğini belirtmektedir.
  • Rıza ile teslim dahi edilse, usule aykırı olarak elde edilen dijital veriler, Anayasa m.38/6 ve CMK m.206/2-a uyarınca delil olarak kullanılamaz.
  • Sanık lehine bir durum olduğu için bu tür uygulamalarda hukuka aykırılık itirazı yapılmalı, usul hatasına dayalı olarak beraat talebinde bulunulmalıdır.

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız