Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir?(TCK188)
Bu yazımızda uyuşturucu madde ticareti, suçu ve cezası her yönüyle incelenecektir. Bu anlamda konuya ilişkin Yargıtay kriterleri ele alınarak mevcut kanun ile birlikte değerlendirilerek, bir uyuşturucu avukatı açısından konu ele alınacaktır.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir?
TCK’nın yürürlüğe girmesiyle bu suçlarda cezalar tam 2 katına çıkarılmıştır. Örneğin 1. fıkradaki ceza 10 yıldan az olmamak üzereydi şimdi 20 yıldan 30 yıla olarak düzenlendi. Benzer şekilde 3. fıkrada 10 yıldan olmamak üzere demektedir, ancak önceden 5 yıldan az olmamak üzereydi. Bu şekilde 188.maddesinde düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda cezalar 2 kat arttırılmış oldu. Bu kanun koyucunun bilinçli bir tercihidir. Devletin uyuşturucu hususunda takip ettiği siyasetin göstergesidir. Bu sebeple Tck uyuşturucu madde suçları ve cezaları çok detaylı düzenlenmiştir.
Uyuşturucu madde ticareti suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi cezalandırılır. Bu ceza, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezasıdır.
Maddenin 3.fıkrasına göre ise uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi cezalandırılır. Ceza, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezasıdır. Aynı fıkranın son cümlesine göre ise uyuşturucu madde satılan kişinin çocuk olması halinde cezanın on beş yıldan az olmayacağı düzenlenmiştir.
Uyuşturucu madde ticareti suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi (temin etme), sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya ticaret amacıyla satın alınması, kabul edilmesi ile işlenen seçimlik hareketli bir suçtur (TCK md.188).
Uyuşturucu madde ticaretinin konusu eroin, kokain, morfin, bazmorfin veya bonzai gibi uyuşturucu maddeler ise, suçun daha ağır cezayı gerektiren TCK m.188/4’deki nitelikli hali işlenmiş olur. Diğer tüm uyuşturucu maddelerin ticareti (esrar, ecstasy vs.) TCK m.188/3’teki suçun temel şekliyle cezalandırılır.
Uyuşturucu madde ithal veya ihraç etme suçları için uygulamada “uyuşturucu kaçakçılığı suçu” deyimi kullanılmaktadır.
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçları Nelerdir?
Uyuşturucu maddelerin farklı alanlarda üretim, satış ve ticaret amacıyla alımları başlı başına suçtur. Gruplandırarak bu suçları belirleyeceğimiz zaman maddeler halinde şu şekilde olur;
- Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu
- Uyuşturucu Madde Sevk veya Nakletme Suçu
- Uyuşturucu Madde Kabul Etme ve Bulundurma Suçu
- Uyuşturucu Madde Satma, Satışa Vesile Olma ve Satın Alma
- Uyuşturucu Madde Başkasına Verme, Sağlama Suçu
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Maddelerin Çeşitleri Ve Etkilerin Uyuşturucu Maddelerin Sınıflandırılması
Uyuşturucu maddeleri türlerine göre aşağıdaki sınıflandırmaya tabi tutabiliriz;
Afyon Ve Türevleri
Afyon Morfin Kodein Met@adon Eroin
Kenevir ve Türevleri
Reçine Esrar Toz Esrar Pres Esrar Gonca Esrar Likit Esrar
Uyarıcılar
Amfetamin Kokain Cafein
Sentetikler
Ecstasy (MDMA)
Captagon
Metanfetamin
Lysergic Asid Diethylamid (LSD) Gamma Hydroxybutyrate (GHB) Ketamine Hydrochloride (Ketamin) Phencylidine (PCP)
Sakinleştiriciler
Barbituratlar Trankizanlar Sedatifler
Uyuşturucu Avukatı Kelimesinin Anlamı Nedir?
Öncelikle kanunlar çerçevesinde “uyuşturucu avukatı” şeklinde bir tanım yoktur . Ancak ağırlıklı olarak uyuşturucu konulu ceza davalarına bakan avukatlar tarafından bu olay belli alanlarda uzmanlaşmayı gerektirmektedir. Aşağıda detayları ile bahsedileceği gibi, uyuşturucu suçu her yönüyle farklı kriterler kapsamında değerlendirilebilmektedir. Bu kriterlere vakıf olabilmek, söz konusu suç bakımından bir çok davayı takip etmek ve bu konuda uzmanlaşmayı beraberinde getirir. Her detayının önem taşıdığı bu suç tipinde alanında uzman bir ceza hukukçusu işlemleri kolaylaştıracaktır.
Yargıtayun Uyuşturucu Kullanımı ve Satışına Dair Yaptığı Ayrımlar Nelerdir?
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25/09/2012 tarih ve 2012/1784 Karar sayılı içtihadında da vurgulandığı üzere bu konunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacının ne olduğudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun çeşitli kararlarında, uyuşturucu madde bulundurmanın, hangi amaca yönelik olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken kriterler şu şekilde sayılmıştır:
1 – Birinci kriter, failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir. Satış için pazarlığa girişilmesi , satışa hazır halde bekletilmesi , satışın çokça yapıldığı bir ortamda satışa hazır halde uyuşturucu maddeyi tutmak.
2 – İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde bulundurur. Örneğin, genellikle evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucu ev veya işyerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, gibi bir yere gizlenebilir. İşte bu durum uyuşturucunun kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir. Örneğin araç içine kurulan bir düzenek içinde bulunan bir uyuşturucunun kullanım miktar sınırları içerisinde yer alsa dahi kullanıma yorulamayacağı çok açıktır. Net bir kriter vermek zor olsa da somut olayın şarrtlarına göre tüm bunlar değerlendirilmelidir.
3 – Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar, amfetamin içeren tabletlerin birlikte bulundurulması bunların satmak amacıyla bulundurulduğunu gösterebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel-ruhsal yapısıyla uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik gösterebilir. Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Örneğin evde yapılan aramada 5 çeşit uyuşturucu madde bulunması kullanım limitlerinde olsa dahi ticarete dair bir şüphe oluşturacaktır.
Esrar kullanma alışkanlığı olanlar bu durumu göz önünde bulundururlar. Bu nedenle birkaç-aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir. Buradan anlaşılacağı üzere uyuşturucu maddeyi satın alma, kabul etme, bulundurma eylemi kişisel kullanım amacıyla gerçekleştiriliyorsa bu durumda uyuşturucu madde ticareti suçu değil; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ( TCK m. 191) oluşacaktır. Yine burada kullanma veya satış açısından üstteki kriterlerle bir araya geldiğinde net bir sonuç çıkacaktır.
Uyuşturucu Maddede Kişisel Kullanım Miktarı Nedir ?
Kişisel kullanım miktarını geçmeyen uyuşturucu maddenin yakalanması durumunda, şüphelinin uyuşturucu madde ticareti yapma kastının olmadığı ve sadece kullanım için bulundurduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte kullanılan aletlerin ve yerin imale/ticarete elverişli olup olmadığı gibi elde edilen diğer somut delillerin değerlendirilmesi de önemlidir. Buna ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2017/4166 E. Sayılı ilamı ;
“1- Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Kullanmak için uyuşturucu/uyarıcı madde bulundurma ya da kullanma dışında bir amaçla uyuşturucu/uyarıcı madde (temin veya ticareti yapma) bulundurma suçlarının oluşumunda, madde miktarının kural olarak bir önemi yoktur. 0,1 gr uyuşturucu/uyarıcı madde, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturabileceği gibi ticari amaçla bulundurma suçunu da oluşturabilir.
Özetle uyuşturucu miktarı TEK BAŞINA ticaretin oluşup oluşmadığına etki etmez . Yan deliller ile somut olay aydınlanacaktır. Uyuşturucu/uyarıcı maddenin kişisel kullanıma yetecek miktarda olması halinde başkaca delil yoksa amacın kullanmak için bulundurma olduğu kabul edilebilirse de maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak miktar ölçütü dışında somut olayın özelliklerine göre de değerlendirme yapılmalıdır. Somut olayın tüm yönleriyle incelenmesinde ;
a) Şüphelinin hareketleri (müşteri arama, pazarlık yapma, numune gösterme , satış konuşmaları , belli bir caddede vs satışa hazır halde mal bulundurma )
b) Uyuşturucu/uyarıcı maddelerin ele geçiriliş ve bulundurma şekli ile çeşitlilik, (çok sayıda küçük miktarlı poşetçikler, madde bulaşıklı hassas terazi; esrar, eroin, kokain, MDMA, sentetik kannabinoid gibi maddelerin bir arada bulundurulması,gizli bölümlerde ele geçen uyuşturucular , özel düzenek hazırlanması , kolay erişilebilir bir yerde olmaması )
c) Uyuşturucu/uyarıcı maddelerin bulunduğu yer, zaman ve belirlenecek zaman dilimi içinde içinde sanık tarafından kullanılabilecek madde miktarı : Sanığın aylık kazancının 3.000 TL olduğu somut olayda üzerindeki madde kullanım sınırları içerisinde yer alsa dahi 9.000 TL’ye tekabül ediyorsa ortada kuvvetli bir şüphe yer alacaktır.
d) Sanığın uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı, Somut olayda sanık uyuşturucu kullanmıyor ve üzerinde uyuşturucu madde ele geçirildi ise bu durumda yine kuvvetli bir şüphe oluşacaktır.
e) Sanığın sosyal ve ekonomik durumu geçimini ne ile sağladığı, geliri gibi olgularda değerlendirilmelidir.
Somut olayda; 16.09.2009 tarihinde araç içerisinde yapılan aramada, sanığa ait poşet içerisinde net 780 gr esrar ele geçirildiği; araç içerisinde sanığın başkaca bir eşyasının bulunmadığı; savunmasında esrarı Tarlabaşı’nda bir şahıstan 750 TL’ye aldığını ve oto elektrikçisi olup aylık gelirinin 750 TL olduğunu beyan etmesi, karşısında; geliri ile mütenasip olmayan bir para ile satın aldığı net 780 gr gelen esrarı yanında bulundurup nakletmesine ilişkin eyleminin, gerekçe de belirtilen şekilde “sadece miktardan yola çıkarılarak sanığın mahkumiyetine gidilemeyeceği” denilmek suretiyle başkaca hiçbir ölçüt değerlendirilmeden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan üyeler … ve …’ün karşı oyları ve oy çokluğu ile BOZULMASINA, B- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Dosyadaki belge ve bilgilerden, suça konu uyuşturucu maddeyi ticari amaçla bulundurduğu anlaşılan sanığın bu suçtan alacağı cezadan kurtulmaya yönelik olarak, söz konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak için bulundurduğu şeklindeki soyut açıklaması dışında, hakkında kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, bu suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün … ve …’ün karşı oyları ve oy çokluğuyla BOZULMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
KARŞI OY OLARAK İSE: “16.09.2009 günü saat 20.45 sıralarından kolluk görevlilerince yapılan rutin arama ve kontrol esnasında herhangi bir ihbar ve şüpheli durum bulunmayan sanığın bulunduğu ticari araç durdurulmuş, sanığın araçtan inerken oturduğu koltuk üzerine bıraktığı poşetten net 780 gr toz esrar elde edilebilecek miktarda suça konu madde ele geçirilmiştir. Sanık tüm aşamalarda kullanıcı olduğunu, kullanmanın suç olmadığını bildiği için maddeyi saklama gereği dahi duymayıp elinde taşıdığını istikrarlı şekilde aşamalarda beyan etmiştir.
Ticari araca sürücüsü ile arkadaş olduğu için tesadüfen karşılaşınca davet üzerine bindiğini beyan etmiş, taksimetrenin açık olmadığı, madde kullanmaktan sabıkalı olduğu ele geçen madde ile evine gitmekte olduğu kolluk görevlilerince tespit edilmiştir. Yani sanığın samimi oluşa uygun istikrarlı beyanları tanık beyanı ve bir kısım maddi bulgularla doğrulanmıştır. Uygulamada istikrar kazanmış içtihatlarla, ele geçen madde miktarının kişisel kullanım miktarı altında olduğu açık ve nettir. Olay anında sanığın şüpheli, tedirgin suçu gizlemeye delil karartmaya, müşteri aramaya yönelik bir hareketi kolluk görevlilerince tespit edilememiştir. Madde kullanmaktan sabıka kaydı bulunmaktadır.
Sosyal ve ekonomik durumu araştırılmamış, ancak oto elektrikçisi olduğu, geçimini sağlayacak ve 750.00 TL’lik maddeyi kişisel kullanımı için alabilecek güçte olduğu anlaşılmıştır. Kısaca sanığın kastını tespite yönelik madde miktarı, madde çeşitliliği, sanığın olay anındaki hareketleri maddenin ele geçiriliş biçimi, madde kullanmaktan sabıkalı oluşu, oto elektrikçisi olup geçimini sağlayacak mesleğinin oluşu, maddenin bulunduğu yer, olay anında evine gitmekte oluşu gibi hususlar bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın savunmasının aksine suça konu maddeyi kullanma dışında başka amaçla bulundurduğuna dair şüpheyi yenebilecek mahkûmiyete yeterli delil elde edilememiştir.
Ceza kovuşturması şüpheyle başlar şüphenin kuvvetlenmesiyle devam eder, ancak ve ancak şüphenin yenilmesiyle mahkûmiyetle sonuçlanabilir. Sanık hakkında ilk derece kovuşturmayı yapan Ağır Ceza Mahkemesi heyetince sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine oybirliği ile karar verilmiş, temyiz incelemesi yapan Yüksek 20 ‘nci Ceza Dairesince de oy çokluğu ile ilamın bozulmasına karar verilmiştir.
Bu durumun en kısa ve net hukuki ifadesi şüphenin giderilememiş olmasıdır. İzah edilen nedenlerle sabit olmayan uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık … hakkında yerel ACM heyetince oybirliğiyle verilen beraat ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet kararlarının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararlarına iştirak etmiyoruz.” Denmiştir.
Kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma kabul etme veya bulundurma suçunun oluşabilmesi için, elde edilen ekipmanların da, imal ve ticarete el verişli alet ve ekipmanlar olması gerekir. Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/1653 E. , 2018/2744 K. sayılı kararında, “Olay, yakalama ve arama tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın beyanıyla tespit edilen … sayılı adreste yapılan arama ile kolluk tarafından bilinen adresi ve mernis adresi olan … adresinde ele geçirilen, yeşil renkli bitkiler, toz maddeler ve diğer materyaller ile ilgili olarak ‘’XLR 11‘’ isimli sentetik kannabioidin imal etmeye elverişli olup olmadığı hususunda Adli Tıp 5. İhtisas Kurulu’nun 24/08/2015 tarihli raporunun sonuç bölümünün (2) numaralı kısmında “Çok miktarda sentetik kannabinoid emdirilmiş ve emdirilmemiş bitkisel madde, üzerlerinde bulaşıklılık saptanan leğen, gaz maskesi, huni, damacana, sulama ibriği ve terazinin birlikte bulunması hususu tüm olarak değerlendirildiğinde, sorulduğu üzere bu malzemelerin imalatta kullanılmış olduğu oybirliği ile mütalâa olunur.” şeklinde görüş bildirilmiş ise de ele geçirilen tüm madde ve materyaller ile Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesinin 1. maddesinin 1 (n) bendine göre “XLR-11” isimli sentetik kananabinoidin imal edilmeye elverişli olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması”nı hukuka aykırı bulup bozma gerekçesi yapmıştır.
Uyuşturucu Madde Ticareti ve Etkin Pişmanlık Ceza İndirimi Uygulanır mı ? (TCK 192 )
Türk Ceza Kanunun 192.maddesinde etkin pişmanlık düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık cezanın ortadan kaldırılmasını veya beli oranda azaltılmasını sağlayan şahsi bir sebep olarak kabul edilir. Etkin pişmanlık için kişinin suç ortakları hakkında ve uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi ve verilen bilgilerle suç ortaklarının yakalanması, bahsedilen maddelerin ele geçirilmesi gerekir. Etkin pişmanlık suç işlendikten sonra söz konusu olabilir. Aksi halde gönüllü vazgeçmeden söz edilir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ve ticareti suçunda birbirinden zamansal olarak ayrılan iki tür etkin pişmanlık hali vardır:
1. Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce etkin pişmanlık halinde (TCK md.192/1-2);
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz. Örneğin satıştan önce suç ortağının ilgili kolluk birimlerine haber verip olumsuzluğu gidermesi hali.
2. Suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlık halinde (TCK md.192/3);
- Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
Maddede belirtilen “Suç ortakları” kavramı geniş yorumlanmalıdır. Sadece TCK’nın 37, 38 ve 39. maddeleri anlamında suça iştirak edenler değil, failin uyuşturucu madde satın aldığı, kabul ettiği, sattığı veya verdiği diğer kişiler gibi suçla bağlantılı olan diğer kişiler de bu kavram içinde değerlendirilmelidir. Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için hem diğer suç ortaklarını hem de uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yeri bildirmesine gerek yoktur. Bunlardan birinin yapılması yeterlidir. Maddede yer alan “ve” bağlacının “veya” olarak anlaşılması gerekir. Öğreti ve Yargıtayın yerleşik kabulü de bu şekildedir (CGK-K.2020/73).
“Yakalanması” sözcüğü de, “suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi” olarak kabul edilmelidir. Failin indirimden yararlanabilmesi için; suç ortağının veya uyuşturucu maddeyi satın aldığı ya da sattığı kişinin veya başka bir uyuşturucu madde suçunu işleyen şahsın yakalanmasına, kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunmasının yanı sıra ortaya çıkartılan suçun failin işlediği suça eşdeğer veya daha ağır bir suç olması gerekmektedir (CGK-K.2020/72).
5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesine göre, suçun işlendiği resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlık halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
- Fail 5237 sayılı TCK’nın 188 (uyuşturucu madde ticareti, imali, ihracı, ithali, satışı veya başkasına verme -temin etme- vb.) veya TCK 191. maddesinde düzenlenen (kullanma, kabul etme, bulundurma vb.) suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
- Ceza yargılamasına yapılan katkı, yani hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
- Suç veya suç ortaklarının ortaya çıkmasını temin eden hizmet ve yardım soruşturmaya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
- Ceza yargılamasına katkı sunan hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haberalınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, etkin pişmanlık konusunda sanığın samimi olup olmadığının ve verdiği bilgilerin yararlı olup olmadığının dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır (CGK – 2012/226 karar, 2014/270 karar, 2015/28 karar). Buna göre;
Yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hallerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması halinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Buna karşılık, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen failin açık kimliği ve adresi bilinmeyen, varlığı dahi belli olmayan bir kişinin uyuşturucu ile ilgisi olduğunu beyan etmesi halinde böyle bir kişi hakkında araştırma yapmaya, araştırma yapılıyor ise sonucunu beklemeye gerek bulunmayıp, etkin pişmanlık nedeniyle indirim yapılmamalıdır. Failin bildirdiği kişiler ve onlar hakkında verdiği bilgiler daha önce görevliler tarafından öğrenilmişse, zaten bilinen bir bilginin açıklanması yardım ve hizmet kapsamında değerlendirilmemelidir. Aynı şekilde görevliler tarafından bilinmese dahi verilen bilgi suçun ortaya çıkmasına ya da suç ortağının yakalanmasına ya da belirlenmesine etkili olmaması halinde de etkin pişmanlık şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.

Uyuşturucu Madde Ticaretinde Ceza Arttırımına Neler Sebep Olur?
- Uyuşturucu satılan kişinin çocuk olması.
- Uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabionid ve türevleri veya baz morfin olması.
- Uyuşturucu madde ticareti suçunun belirli yerlerde işlenmesi. Türk Ceza Kanunu 188/4-b maddesinde, “uyuşturucu madde ticareti suçunun; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek olan ceza yarı oranda arttırılır.” Şeklinde belirleme yapılmıştır. Maddede bahsedilen umuma açık yerden kasıt, herkesin kolayca girebileceği halka açık alanlardır.
- Türk Ceza Kanunu 188/5 maddesinde; “Uyuşturucu madde ticareti suçu üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”
- Uyuşturucu madde ticareti suçunun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda, verilecek ceza bir kat artırılır.
- Uyuşturucu madde ticareti suçunun, tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.Suçu işleyen kişinin, suç tarihinde bu mesleği fiilen icra ediyor olması gerekmektedir. Diğer türlü bu hüküm uygulanamaz.
4.1. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda Düzenlenen Haller 4.1.1. Uyuşturucunun Türüne Bağlı Olan Ağırlaştırıcı Neden
5237 sayılı TCK”nin 188/4-a maddesinde; TCK”nin 188/1-3 maddelerinin uygulanması sırasında yasal düzenleme metninde bahsedilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid v e türevleri veya baz morfin olması halinde failin cezasının yarı oranında artırılması hükme bağlanmıştır.
Ağırlaştırıcı nedenin uygulanmasına neden olan uyuşturucu veya uyarıcı madde türleri şunlardır:
1) Eroin |
2) Kokain |
3) Morfin |
4) Sentetik Kannabinoid |
5) Bazmorfin |
Yukarıda belirtilen narkotik madde türlerinin ticaretinin varlığı halinde, sanık hakkında TCK’nın 188/3 maddesi uyarınca hükmedilen hapis cezasına TCK’nın 188/4-a maddesi uyarınca artırım yapılmasına karar verilmesi sırasında, uygulanan â bendinin gösterilmemesi hali, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı olacaktır.
Ele geçirilen uyuşturucu maddenin bir kısmının sentetik kannabinoid olması durumunda, sanığın cezasından TCK’nın 188/4. Maddesi uyarınca artırım yapılırken (a) bendinin gösterilmemiş olması doğru olmayacaktır. Bu nedenle artırım maddesinin tam olarak gösterilmesi gerekir.
İki nitelikli halin bulunması durumunda temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerekir.
Örneğin; Sanığın suça konu kokaini, TCK’nın 188/4-b maddesi uyarınca okula iki yüz metreden yakın mesafe içinde sattığı kabul edildiği halde, somut olayda uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun, TCK’nın 188/4-a ve 4-b bentlerinde düzenlenen birden fazla nitelikli halinin gerçekleştiği dikkate alınarak, aynı Kanun’un 61. maddesi uyarınca temel cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı olacaktır.
TCK’nın 188/4-a maddesi uyarınca artırım yapılabilmesi için ele geçen narkotik maddenin türü konusunda Adli Tıp Kurumundan veya kolluğun uzman kurumlarından rapor alınmalıdır. Ele geçen narkotik maddenin TCK’nin 188/4-a maddesi kapsamında olduğu kesin bir şekilde belirlenmelidir.
“Afyon” maddesinin 5237 sayılı TCK.nun 188/4. Maddesinde sayılan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerden olmadığı dikkate alınmalıdır.
Suçun İşlendiği Yer Bakımından Öngörülen Ağırlaştırıcı Neden
TCK’nın 188/4-b maddesine göre, TCK’nin 188/3 maddesi kapsamındaki eylemlerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde gerçekleştirilmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Yasa koyucu bu yasal düzenlemede belirlenen yerlerde suçun işlenmesini tehlikeli görmüş ve cezanın artırılmasını hüküm altına almıştır.
Ağırlaştırıcı nedenin uygulanabilmesi için suçun aşağıda belirtilen yeyerelere iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi gerekir. Bu yerler şunlardır:
Yukarıda belirtilen yerlere veya bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde TCK’nin 188/3 maddesinde tanımlanan suçun işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
İki yüz metrelik mesafe, mutad ulaşım yolları ile belirlenerek hesaplanacaktır.
Burada önemli olan Tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesislerin yakınında suçun işlenmesidir. Kanaatimizce hastanenin ve okulun devlet veya özel kuruma ait olmasının herhangi bir önemi yoktur.
1) Okul 2) Yurt 3) Hastane 4) Kışla 5)İbadethane | Tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler |
Uyuşturucu Madde İle İlgili Suçlarda Tutuklu Veya Tutuksuz Yargılanma Şartları Nelerdir ?
Uyuşturucu madde imalatı ve ticareti suçunda cezanın ağır olması sebebiyle yargılama çoğunlukla tutuklu olarak gerçekleşir. Ancak dosyadaki mevcut deliller ve somut olayın boyutuna göre, suç vasfının değişme ihtimali de göz önünde bulundurularak sanığın tahliyesine, adli kontrol tedbirleri altında tutuksuz yargılanmasına veya serbest olarak tutuksuz yargılanmasına da karar verilebilir.
Kısacası uyuşturucu maddeyle ilgili olarak işlenen suçlarda , kanunda düzenleniş şekline göre verilecek cezanın ağırlığına göre tutuklu ya da tutuksuz yargılanma uygulanabilir. Yargılanmanın seyrinde önemli bir durum teşkil edecek bu durumlar için alanında uzman bir ceza avukatından yardım almak kişiler için fayda sağlayacaktır.
Arkadaşıma Uyuşturucu İkram Edersem Uyuşturucu Ticaretinden Mi Yargılanırım ?
KULLANMAK AMACIYLA BULUNDURDUĞU UYUŞTURUCU MADDEYİ BAŞKALARINA DA İKRAM EDEREK BİRLİKTE KULLANMAK, UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇUNU DEĞİL, KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA SUÇUNU MEYDANA GETİRİR
Yargıtay 20.Ceza Dairesi 22.11.2017 Tarih, 2017/3501 Esas, 2017/6386 Karar Sayılı İçtihat Metni
“Esrar içildiğine ilişkin ihbar sonrasında, 07.03.2009 günü olay yerine gelen kolluk görevlilerine, üzerindeki 2 gr esrarı teslim eden sanığın savunması, olay ve yakalama tutanağı ile evrakı tefrik edilen ve tanık olarak dinlenen … ve …’in anlatımları karşısında sanığın kullanmak amacıyla bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkalarına da ikram ederek onlarla birlikte kullandığı, sanığın kastının maddenin mülkiyetini ya da zilyetliğini devretmek olmaması sebebiyle, başkalarına temin etme ya da temin amaçlı bulundurma suçunun oluşmayacağından sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Uyuşturucu Madde Ticaretinde Zincirleme Suç Nedir ?
TCK 188/3. maddesi uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma eylemlerini suç olarak düzenlenmiştir. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma” suçu, madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir. “Sevk etme”, “nakletme”, “satın alma”, “kabul etme” ve “bulundurma” eylemleri bakımından failin kastı önem taşımaktadır. Söz konusu seçimlik hareketler yönünden uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunun oluşumu için “kullanma dışında bir amaçla” hareket edilmesi gereklidir. Seçimlik hareketli suçlarda, hareketlerden birkaçının birden yapılması birden çok suç işlenmesi anlamına gelmez. Bu gibi hâllerde de ortada tek bir suç vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, suçun konusunu oluşturan maddenin aynı olmasıdır. Hareketlerin seçimlik olma özelliği aynı uyuşturucu veya uyarıcı madde için geçerlidir. Failin, değişik zamanlarda aynı veya farklı kişilere maddede öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisini gerçekleştirmesi hâllerinde zincirleme hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Failin işlemeyi kast ettiği uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun konusunu oluşturan maddenin, öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin gerçekleştirilmesi sonrasında tüketilmesinin ardından, yeniden uyuşturucu madde temin etmesi hâlinde zincirleme suçun değil, gerçek içtima kuralı gereğince ayrı ayrı suçların oluştuğunun kabulü gerekmektedir (CGK-K.2021/43).
Eroin Maddesinin Kullanım Sınırı Nedir ?
Kıbrıs’a uyuşturucu madde getireceğine ilişkin alınan istihbari bilgi üzerine takip edilen sanığın otelden çıktıktan sonra kolluk görevlilerince yakalandığı ve kaldığı otelde yapılan aramada yıllık 20 gram olan kullanım sınırının çok üzerinde net 296.1 gram eroinin ele geçirildiği anlaşıldığından; olay tutanağı içeriği, sanığın aşamalardaki savunmaları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler dikkate alındığında, eylemi uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2017/2719).
Uyuşturucu Davaları Ne Kadar Sürer ?
Toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre süre değişebilir. Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Uyuşturucu Ticareti Davalarına Hangi Mahkeme Bakar ?
Uyuşturucu ticareti ile ilgili suçlar için Ağır Ceza Mahkemeleri yetkili ve görevlidir.
Önleme Araması Neticesinde Uyuşturucu Madde Elde Edilmesi
Uyuşturucu madde satan sokak satıcılarının deşifre edilmesine yönelik çalışmalar sırasında, Doğan isimli şahsın Mahmudiye Mahallesi ve Mehmet Fatih Deveci İlköğretim Okulu civarında eroin sattığı bilgisinin elde edildiği, ancak bu bilgiyi destekleyen emarelerin bulunmaması nedeniyle doğruluğunun araştırılması için, aynı gün saat 17.30 sıralarında görevlilerce söz konusu yere gidilerek tertibat alındığı, bu nedenle suç şüphesinin henüz Cumhuriyet savcısına bildirilmediği ve soruşturma evresinin başlamadığı aşamada çevrede gözlem yapıldığı sırada; sık sık telefonla görüşmeler yapan sanığın durumundan şüphelenilerek izlemeye alındığı, bir süre sonra sanığın yanına tanıklar Veysel ile Mehmet Akif’in geldiği, Veysel’in, Mehmet Akif’ten aldığı parayı sanığa, sanığın da çorabından çıkardığı şeyi Veysel’e verdiği, sanığın tanıkların yanından ayrıldığının görülmesi üzerine görevlilerce tanıkların yanına gidildiği, ardından Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/1195 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden yapılan kontrollerde tanık Veysel’in pantolonun sağ cebinde 1 paket uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, bu esnada başka bir ekip tarafından izlenen sanığın yakalandığı ve emniyet müdürlüğünde yapılan üst yoklamasında sağ ayağındaki çorap içerisinde 6 paket uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda, 2559 sayılı PVSK’nun Ek 4. maddesi uyarınca, bir suçla karşılaştığında hizmet branşına bağlı olmaksızın suça el koymak ve delilleri tespit edip, muhafaza altına almak ile görevli ve yetkili olan görevlilerinin, istihbari bilgide uyuşturucu madde satıldığı belirtilen okul ve çevresinde araştırma yaptıkları sırada, mesleki tecrübelerine ve içinde bulundukları durumdan edindikleri izlenime göre, sürekli telefonla görüşme yapan sanığı suç işleyeceği ya da işlemekte olduğu şüphesine ve bu makul sebebe dayanarak takibe aldıkları, bir süre sonra izlenmekte olan sanığın yanına tanıklar Veysel ile …‘in geldiği ve sanığın tanık Veysel’e para karşılığında suç konusu uyuşturucu maddeleri verdiğinin görüldüğü, somut emarelere dayanmayan istihbari bilgi hakkında olay yerinde araştırma yapan ve bu kapsamda şüpheli davranışları nedeniyle sanığı ve tanıkları izlemekte olan görevlilerin, sanığın tanık Veysel’e uyuşturucu madde satmasıyla işlenmekte olan bir suçla diğer bir anlatımla “suçüstü” hali ile karşılaştıkları ve buna bağlı olarak da suç işlerken rastlanan tanık Veysel’i ve sanığı, CMK’nun 90. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile aynı maddenin 4. fıkrası ve PVSK’nun 13. maddesinin I. fıkrasının (A) bendi ile Ek 6. maddesi gereğince yakaladıkları, ardından bu maddelerin verdiği yetkiye dayanarak, kaçmalarını veya kendilerine ya da başkalarına zarar vermelerini engellemek ve yine işlenmiş olan suçun delilinin tespit edilmesi ve karartılmasını önlemek amacıyla derhal gerekli tedbirleri alarak, bu kapsamda tanık Veysel ve sanığın üst yoklamasını yapıp suç konusu uyuşturucu maddeleri muhafaza altına aldıktan sonra uyguladıkları tedbirler ile somut olay hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi vererek, aldıkları emirler doğrultusunda soruşturma işlemlerine başladıkları, yine PVSK’nun Ek 6. maddesini açıklayıcı nitelikte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8. maddesinin (f) bendindeki düzenlemeye göre de; suçüstü halinde ayrıca bir arama emri ya da karar alınmasına gerek bulunmadığı, kaldı ki, elde edilen soyut istihbari bilginin niteliği ve bu bilgiye dayalı olarak kolluk tarafından yapılan araştırmanın geldiği aşama itibarıyla, suç delillerinin kendisinde elde edilebileceği hususunda somut olgulara dayalı makul şüphe taşımayan, dolayısıyla da hakkında adli arama kararı alınmasını gerektirecek mahiyette makul suç şüphesi altında olmayan sanığın üst yoklamasının karar alınmasını gerektirmeyen “suçüstü” hükümlerinin ötesinde, olay yeri ve zaman dilimini kapsayan, veriliş amacı da suç işlenmesinin önlenmesi ve somut olayda olduğu gibi, uyuşturucu madde de dahil olmak üzere bulundurulması ve taşınması yasak olan eşyaların ele geçirilmesi olan önleme arama kararına dayandırıldığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan uyuşturucu maddelerin ele geçirilip muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar : 2017/138).

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu İle İlgili Örnek Yargıtay Kararları
Aşağıda, uyuşturucu madde ile ilgili suçlara ait olan örnek Yargıtay kararlarından bazıları verilmiştir.
“T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2016/20-1058 K. 2018/513 T. 8.11.2018 • UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU ( İnceleme Dışı Sanığın Diğer Sanığın İşlediği Sabit Olan Uyuşturucu Madde Ticareti Yapma Suçunun Ortağı Olmadığı Bu Yönüyle de Sanığın Suç Ortağını Yakalatması Durumunun Bulunmadığı – Sanık Hakkında 5237 S. TCK’nun Md. 192/3 Hükmünün Uygulanma Koşullarının Oluşmadığının Kabulü Gerektiği )
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna dair yapılan arama işleminin hukuka uygun olduğuna ve sanık hakkında TCK’nın 192. Maddesinin 3. Fıkrasının uygulanma şartlarının bulunmadığına dair itirazlarının KABULÜNE, 2- ) Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 24.02.2016 tarihli ve 15765-1096 Sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA, 3- ) Diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07.07.2015 tarihli ve 178-244 Sayılı hükmünün, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 Sayılı kararı gözetilerek, Yerel Mahkemece sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması bakımından yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması isabetsizliklerinden BOZULMASINA, Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususların, 1412 Sayılı CMUK’nın 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasının müsadereye dair bölümünde yer alan “…maddesinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin” ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından hak yoksunluğuna dair bendin çıkarılarak yerine “Kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 Sayılı iptal kararı gözetilerek TCK’nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 4- ) Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.11.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.”
Bir başka Yargıtay kararında:
“Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2002/27279 esas, 2002/22773 karar sayılı 23.09.2002 tarihli bir kararında; “Jandarma yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1 Sanığın; suç konusu uyuşturucu maddeyi yaklaşık bir ay önce yurt dışından izinsiz olarak ithal edip bir sure evinde saklandıktan sonra ithal amacının dışında yenilenen kasıtla naklederken yakalandığı sabit olmasına nazaran, gerçekleşen iki ayrı eylemin uyuşturucu madde ithal etmek ve uyuşturucu maddeyi nakletmek suçlarını oluşturduğu” şeklinde karar vermiştir.”
Sonuç
Özetle; uyuşturucu madde ticareti suçu; suçun işleniş şekli, suçun ağırlığı, Yargıtay tarafından belirlenen kriterler ve bunun gibi bir çok konu göz önüne alındığında; alanında uzman bir avukat tarafından ele alınması gereken davalardan biridir. Bu nedenle konusunda uzman, yeterli tecrübeye sahip bir uyuşturucu avukatı ile anlaşmak, yaşayabileceğiniz mağduriyetlerin önüne geçer. Uyuşturucu davalarına bakan avukatlar, yukarıda bahsedilen konulara hakim ve uzman olmalı. Konu titizlikle her yönüyle incelenmeli tutuklu ve ailesi ile süreç derinine incelenmeli ve dava süreci buna göre belirlenmelidir. SENCER Hukuk ve Danışmanlık ofisi yukarıda bahsettiğimiz kriterler çerçevesinde; uyuşturucu avukatı Bursa olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
9 Comments
arkadaşımla esrar içtikten sonra kalanı alıp gittim bu durumda arkadaşım temin etmiş mi sayılır ? birlikte kullanıma mı girer acaba avukat Bey ?
somut olayda maalesef temin etmeye girer Yargıtay Kriterlerine göre yalnızca ikram etme kullanım anını kapsar
konu ile ilgili detaylı bilgi ve randevu içi ne yapmamız lazım Avukat Bey Bursada mı avukatlık hizmeti vermektesiniz nasıl ulaşabiliriz
Sitedeki ilgili numaradan bilgi ve randevu alabilirsiniz
Benim kocam Bursada 25 gr metanfetamin le yakalandı ne kadar ceza yer ve Silivri ceza evine naklini aldırma bilirmiyim yardımcı olursanız çok sevinirim bir yakınımızın daha dosyasına siz bakıyorsunuz Allah Sizden razı olsun
TCK’nın 191. maddesine göre kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi cezalandırılmakta iken TCK’nın 188. maddesi uyuşturucu maddenin imal ve ticaretini yapan kişinin cezalandırılmasını düzenlemektedir. Bahsetmiş olduğunuz dosyada sevk maddesinin hangisi olduğunu bilmeden ve dosyadaki tutanakları incelemeden sonuç ceza hakkında bilgi vermek sağlıklı olmayacaktır. Sanık kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmaktan yargılanıyor ise TCK 191 söz konusu iken eğer sanık uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti nedeniyle yargılanıyor ise TCK 188 söz konusu olmaktadır. Konunuza istinaden yapılan yasal işlemler sonucunda açılan kamu davasında mutlaka sanığın kendisini avukat ile temsil ettirmenizi tavsiye ederiz.
Genel bilgiler haricinde, ilgili suç tipinin Türk Ceza Kanunu kapsamında ayrıca önem arz ettiği göz önünde bulundurmak gerekir ise şüpheli/sanık olarak bulunduğunuz dava dosyasındaki delilleri, ifade tutanaklarını ve benzeri belgeleri detaylıca inceleyerek sizlere doğru ve net bilgi aktarmak tercih sebebimizdir. Bu kapsamda sizin durumunuza istinaden evraklar üzerinde inceleme yapmamız halinde dosyanın akıbeti hakkında bilgi paylaşımında bulunabiliriz. Detaylı bilgi alabilmek için Sencer Hukuk Büromuzu arayarak, randevu talep edebilir ve fizikken ofisimizi ziyaret edebilirsiniz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla, iyi günler dileriz.
0506 419 01 16 Av. Enes SENCER