loader image

Vasiyetname Nedir ? Vasiyetname Nasıl Düzenlenir ?

Vasiyetname

Vasiyetname , ölüme bağlı tasarruf işlemlerinden bir tanesidir. Kişinin ölümünden sonra ardında kalan malvarlığına ne olacağına önceden karar vermesi ölüme bağlı tasarruflar ile mümkün olur. Şahıslar vasiyetname bırakarak, öldüklerinde kendilerine ait olan terekenin ölümlerinden sonra açılacak olan vasiyetnameleri doğrultusunda paylaştırılmasını sağlarlar.

Vasiyetname Nedir?

Vasiyetname belirli şartlarla yazılı veya sözlü olarak hazırlanabilen mirasbırakanın son arzularını içeren ölüme bağlı bir tasarruftur. Halk arasında  vasiyetname ‘bir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını arzu ettiği şeyler’ anlamına gelmektedir.

Vasiyetname 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üç farklı şekilde düzenlenebileceğini hüküm altına almıştır; el yazılı, resmi yazılı ve sözlü vasiyetname. Eğer bir vasiyetname düzenlenmek isteniyorsa bu üç şekilden birinden düzenlenmelidir aksi taktirde geçerli bir vasiyetnameden söz edilemez. 

Vasiyetname ile yapılabilecek işlemler Nelerdir ? 

Vasiyetname ile;

  • mirasçı atanabilir,
  • belirli mal bırakılabilir,
  • tasarrufta bulunabilir,
  • vakıf kurulabilir,
  • mirasın paylaşılmasına (taksimine) ilişkin kurallar konabilir,
  • vasiyeti yerine getirme görevlisi tayin edilebilir,
  • evlilik dışında doğan çocuk tanınabilir,
  • belirli mallar veya mirasçılar için mükeleffiyet ve şartlar (yüklemeler ve koşullar) konabilir,
  • yedek mirasçı art mirasçı atanabilir,
  • mirasçılıktan çıkarılabilir.

Vasiyetname Düzenleme Şartları Nelerdir ? 

  • 15 yaşını tamamlamış olmalı,

  • Ayırt etme yetisine ve hukuki işlem ehliyetine sahip olmalı,

  • Şarta bağlı vasiyetname düzenlenmiş ise, bu şart hukuka veya ahlaka aykırı olmamalı,

  • Aşağıda detaylandıracağımız üzere vasiyetname türüne göre kanunda zorunlu tutulmuş şartları yerine getirmelidir.

Hukuk sistemimizde, bu şartları sağlayan kısıtlı da, kısıtlılığının kapsamına dair tüm diğer şartların sağlanması halinde vasiyetname bırakabilmektedir.

1-Resmi Vasiyetname

Resmi vasiyetname, isminden de anlaşılacağı üzere, resmi memur tarafından düzenlenen vasiyetname türüdür. Kanuni düzenlemede resmi memurun bu vasiyetnameyi iki tanık huzurunda düzenlemesi şekil şartı olarak öngörülmüştür. Resmi memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş bir diğer görevli olabilmektedir. (TMK m. 532)

Resmi vasiyetnamenin iki tanık huzurunda resmi memur tarafından düzenlenmesi bir ispat şartı değil, geçerlilik şartıdır. Burada resmi memur tarafından gerçekleştirilecek işlem onama olmayıp kanun maddesinin lafzında da ifade edildiği gibi baştan sona bir “düzenleme” şeklinde olmalıdır.  

Bu kapsamda mirasbırakan son arzularını resmi memura bildirir ve memur da vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur da vasiyetnameye tarih koyarak imza atar. (TMK m. 533)

Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu ve bunun kendisinin son arzuları olduğunu memur huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar da bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak altına imza atarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir. (TMK m. 534)

Mirasbırakan vasiyetnameyi okuyamaz veya imzalayamaz durumda olur ise memur vasiyetnameyi iki tanığın huzurunda okur ve bunun üzerine mirasbırakan kendisine okunan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini tanıklar huzurunda beyan eder. Bu durumda da yine tanıklar hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini, hem de vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve mirasbırakanın son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altına imza atarlar. (TMK m. 535)

Bu noktada belirtmek gerekir ki fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmi vasiyetname düzenlenmesine memur veya tanık sıfatıyla katılamazlar. (TMK m. 536)

Tanıkların vasiyetname içeriği konusunda bilgi sahibi olması zorunlu tutulmamıştır. Yani tanıklığa dair diğer tüm şartlar sağlanmışsa, resmi vasiyetname işlemine tanıklık yapacak olan kişilerin vasiyetnamenin içeriğini bilmesi zorunlu değildir. Tanıkların asıl rolü, vasiyetnameyi düzenleyen kişinin vasiyetini serbest iradesiyle ve herhangi bir baskı altında kalmadan beyan ettiğini doğrulamaktır. Bu doğrulama işlemi için tanıkların vasiyetnamenin içeriğini bilmesine gerek yoktur. Tanıklar, vasiyetnamenin vasiyet edenin kendi isteğiyle ve serbest iradesiyle düzenlendiğini tasdik ederler; vasiyetnamenin noter veya yetkili memur huzurunda düzenlendiğini ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştiğini teyit ederler.

SÖZLÜ VASİYETNAME

Sözlü Vasiyetname Şartları

Olağanüstü bir halin varlığı, sözlü vasiyetname dışında, başka türlü vasiyet yapma imkanının olmaması gerekir.Sözlü vasiyet türünün şartları oluşsa dahi resmi veya el yazılı vasiyetname yapma olanağı varsa, bu takdirde sözlü vasiyet geçersiz hale gelir. Sözlü vasiyet yapılmasına yol açan olağanüstü halin ortadan kalkmasından itibaren bir ay sonra, vasiyetçi hala hayatta ise, sözlü vasiyet mahkeme kararına gerek olmadan kendiliğinden hükümsüz hale gelir (MK. m. 541) Bu durumda vasiyetname hiç yapılmamış gibi geçmişe yönelik olarak hükümsüz olur. Sözlü vasiyetname çok spesifik bir hukuk olduğu için kısa bir örnek vermemiz gerekirse deprem anında enkaz altından çıkması mümkün olmayan kişinin son arzularını dile getirmesi gibi örnekle izah edebiliriz. 

Vasiyetnameden Dönme Nedir, Nasıl Yapılır?

Mirasbırakanın vasiyetnameden dönmesi de mümkündür. Türk Medeni Kanunumuza göre vasiyetnameden dönme 3 şekilde gerçekleştirilebilir:

  1. Mirasbırakan, kanunda öngörülmüş olan tüm şartlara uyarak yazacağı veya yazdıracağı yeni tarihli bir vasiyetname ile eski vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönebilir,

  2. Eski vasiyetnamenin mirasbırakan tarafından yok edilmesi, kazayla yok olması veya üçüncü bir kişinin kusuruyla yok olması halinde vasiyetname içeriğinin aynen ve tamamen belirlenmesine olanak bulunmuyorsa, vasiyetname hükümsüz kalacaktır. Bu durumda zarara uğrayanların tazminat isteme hakkı saklı tutulmuştur.

  3. Mirasbırakanın önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yapacağı yeni bir vasiyetname, kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde önceki vasiyetnameyi tamamlamak için yapılmadıysa, önceki vasiyetnamenin yerini alacaktır. Ayrıca mirasbırakan tarafından belirli bir malın bir kimseye bırakılması vasiyet edilmiş ise, mirasbırakanın sonradan bu mal üzerinde vasiyeti ile bağdaşmayan bir tasarrufta bulunması, belirli mal vasiyetini işlemini ortadan kaldırır.

 

Mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hâkimine teslim edilmesi zorunludur. Vasiyetnameyi düzenleyen veya muhafaza eden görevli ya da mirasbırakanın arzusu üzerine saklayan veya başka surette ele geçiren ya da ölenin eşyası arasında bulan kimse, ölümü öğrenir öğrenmez teslim görevini yerine getirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bu yüzden doğacak zarardan sorumludur.

Sulh hâkimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhâl inceler, gerekli koruma önlemlerini alır; olanak varsa ilgilileri dinleyerek terekenin yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen yönetilmesine karar verir.

Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır. Mirasbırakanın sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri için de aynı işlemler yapılır.

Mirasbırakan, vasiyetnameyle bir veya birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atayabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisinin, göreve başladığı sırada fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Vasiyeti yerine getirme görevlisine sulh hâkimi tarafından bu görevi bildirilir; bildirim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde kabul edilmediği sulh hâkimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebilir.

Mirasbırakan, tasarrufunda aksini öngörmüş veya sınırlı bir görev vermiş olmadıkça vasiyeti yerine getirme görevlisi, mirasbırakanın son arzularının yerine getirilmesi için gerekli bütün işlemleri yapmakla görevli ve yetkilidir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi, özellikle;

  • Göreve başladıktan sonra gecikmeksizin terekedeki malların, hakların ve borçların listesini
    düzenler. Liste düzenlenirken olanak varsa mirasçılar hazır bulundurulur.
  • Terekeyi yönetir ve yönetimin gerektirdiği ölçüde tereke mallarının zilyetliğinin kendisine
    devrini ister.
  • Tereke alacaklarını tahsil eder, borçlarını öder.
  • Vasiyetleri yerine getirir.
  • Terekenin paylaşılması için plân hazırlar.
  • Tereke ile ilgili dava ve takiplerde miras ortaklığını temsil eder. Mirasçılar tarafından açılmış davalardan görevi ile ilgili olanlara müdahil olarak katılabilir.
  • Açtığı veya aleyhine açılan davalar ile yapılan takipleri mirasçılara bildirir.

Vasiyeti yerine getirme görevlisinin görevi, ölümü veya atanmasını geçersiz kılan bir sebebin varlığı hâlinde kendiliğinden sona erer.Vasiyeti yerine getirme görevlisi sulh hâkimine yapacağı bir beyanla görevinden ayrılabilir. Görev uygunsuz bir zamanda bırakılamaz.

Vasiyeti yerine getirme görevlisi, görevini yerine getirirken özen göstermekle yükümlüdür; ilgililere karşı bir vekil gibi sorumludur.

Vasiyeti Tenfiz Memuru ataması yapılmamışsa, vasiyetnamenin açılması sonrası görevli mahkemede vasiyetnamenin tenfizi davası açılmalıdır.

Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:

  • Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa
  • Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa
  • Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise
  • Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.

İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir. İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.

İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def”i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

vasiyetname avukatı , vasiyetname düenleyen avukat , vasiyet avukatı bursa , bursa avukat , bursa miras avukatı  , bursa saklı pay avukatı , bursa en iyi miras avukatı 

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required