Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı (İkame Araç Tazminatı)
GİRİŞ
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre “Trafik kazası, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaydır.” Gerek sürücü hataları gerekse yayaların dikkatsizliği, her yıl binlerce trafik kazasına sebep olmaktadır. Türk Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu’nda bu konuda birtakım yaptırımlar öngörülse de trafik kazalarının önüne geçilememekte ve kişiler ciddi zararlara uğramaktadır. İşte bu noktada bu tür kazalardan kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini meselesi gündeme gelmektedir.
Bir araç trafik kazası geçirdiğinde, belirli bir bakım ve onarım dönemine tabi tutulur. Bu süreç boyunca, araç sahibi tarafından kullanılamayacak durumda olur. İşte aracın bakım ve onarım nedeniyle kullanılamadığı bu süre zarfında talep edilebilecek tazminat, araçtan yoksun kalma bedeli olarak da adlandırılır. Araç yoksunluk tazminatı araç tamir sürecindeyken istenebileceği gibi aracın pert olması durumunda da, zarar gören yeni bir araç alıncaya kadar aradaki makul süre için de istenebilecektir.
Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
Araçtan yoksun kalma tazminatı için çok basit bir formül bulunur:
- Günlük ikame araç bedeli × Onarımda kaldığı gün sayısı
- Ör: 2000 x 15 gün = 30.000 TL istenecek tazminat miktarı
Tazminatın istenebilmesinin hukuki temeli, haksız fiil sebebiyle oluşan gerçek zarar ilkesidir. Bu yüzden herhangi bir kesinti olmadan bu bedel kusurlu karşı taraftan istenebilir. Kaza sebebiyle oluşan bu mağduriyetini gidermek isteyen kimse, sigorta şirketinin sorumluluğuna gidemez.
Çünkü sigorta şirketlerinin bunu tazmin etmek gibi bir teminatı yoktur. Ancak mağdur, kendi kaskosu varsa, kendi poliçesinin teminatından faydalanabilir. Unutulmamalıdır ki kaskonun araç ikame süresi sınırlıdır. Bu süre bittikten sonra kiralanan araç ya da taksi masrafı için de karşı taraftan yoksun kalma tazminatı istenebilir.
Araç mahrumiyeti tazminatının hesaplanmasında önem taşıyan bir unsur da “makul onarım süresi” kavramıdır. Hâkim, davaya ilişkin değerlendirme yaparken aracın gerçekte kaç günde tamir edildiğine değil, aracın makul bir süre içerisinde tamir edilebilecek olması gereken süreyi göz önünde bulundurur. Bu süreyi TBK md.50’ye dayanarak takdir eder. Bu makul onarım süresi, genellikle uzman kişiler tarafından hesaplanmaktadır.
Özel durumda, aracın bakım ve onarımı çeşitli nedenlerle tahmin edilen süreden daha uzun sürse bile bu ekstra süreler, kusurlu araç sürücüsüne veya sahibine yüklenemez. Ayrıca, “davacı tarafından araç kiralandığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir.” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E:2021/26777 K: 2022/11236 T: 29/09/2022
Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı Kimden Alınır?
Araçtan yoksun kalma tazminatı, kusurlu tarafın sigorta şirketinden veya kasko poliçesinden talep edilemez. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre, ‘Kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.’
Bu ilgili hüküm çerçevesinde, araçtan yoksun kalma tazminatı konusunda kusurlu araç sürücüsü/işleteni ile araç sahibinin/işletilmesinden gelir sağlayan kişinin birlikte ve müteselsilen sorumlu olduğu ifade edilmelidir. Böylece, araç mahrumiyeti tazminatı talebi için başvuru yapılacak kişi, kusurlu araç sürücüsü ve/veya sahibi olmalıdır. Sorumluluk olarak birinin ya da her ikisinin sorumluluğuna gidilebilir.
Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı Davası
Araçtan yoksun kalma tazminatının davası, bir hukuk tazminat davası olduğu için görev bakımından Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. 2918 sayılı KTK m.109 çerçevesinde, motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat talepleri, kazanın öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Ancak dava cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa ve ceza davasında, ceza kanunu dava için daha uzun bir zamanaşımı öngörmüşse buna istinaden tazminat talepleri de bu süre çerçevesinde değerlendirilir. Ancak daha kısa bir süre öngörülmüşse bu süre ile bağlı değildir.
Yetki bakımından inceleme, coğrafi olarak nerede görüleceği konusudur. Burada uyuşmazlık trafik kazası sonucu, genel ifade ile maddi hasarlı trafik kazasından doğan tazminat istemine ilişkin olduğu için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirlenecektir. Bu kanuna göre, trafik kazasından doğan tazminata ilişkin davanın açılabileceği yeri gösteren yetkili mahkeme hususunda üç tane madde bulunmaktadır:
- Genel yetkili mahkeme: HMK md.6’ya göre davanın açıldığı tarihte, davalının yerleşim yeri mahkemesi.
- Davalı birden fazla ise: HMK md.7’ye göre davanın açıldığı tarihte, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi.
- Haksız fiil hali: HMK md.16’ya göre davanın açıldığı tarihte, haksız fiilin işlendiği yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi.
Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı Davası İçin Zorunlu Arabuluculuk Var Mı?
- Yoksun kalma tazminatı hallerinde, arabuluculuk hizmeti kanun tarafından zorunlu olarak tabi tutulmamıştır; tarafların tercihine bırakılmıştır. Aracı hasar gören sürücü, yoksun kalma tazminatı talebini karşı tarafa ileterek isteyebilir. Aynı talep çerçevesinde, kazanç kaybı tazminatı da arabuluculuk süreci içinde bir arada ele alınabilir. Taraflar, icra yoluyla da ilerleyebilir ya da yukarıda bahsedildiği üzere Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne başvurarak dilekçeyle dava sürecini başlatabilirler.
Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı’na İlişkin Yargıtay Kararları
- Hukuk Dairesi 2008/2243 E.N , 2008/4182 K.N.
“…Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasara uğrayan davacı aracı için 30 günlük tamir süresi karşılığında 1.500.00 YTL zarar hesaplanmış ve itiraza rağmen bu rapora göre hüküm kurulmuştur.
TMK’nın 6. maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.
Açıklanan konularda gerektiğinde bilirkişiden rapor (veya ek rapor) alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK’nın 42. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.”
- Hukuk Dairesi 2006/5225 E.N , 2006/8352 K.N.
“…Prof.Dr.Kadir A. tarafından düzenlenen 31.10.2005 tarihli raporunda, davacı aracında parça ve işçilik değerleri amortisman ve hurda değerleri düşülerek KDV.dahil 18.680.843.500TL’si hasar,2.500.000.000TL’si değer kaybı ve 2.700.000.000TL’si kazanç kaybı tespit edilmiştir.
…Davacı vekili dava dilekçesi ile, aracı tamir süresince çalıştırılmaması nedeniyle uğradıkları kazanç kaybını da talep etmiş, bilirkişi aracın serviste kaldığı süreyi esas alarak 27 gün çalışamadığını kabul etmiş ve 2.700.000.000TL kazanç kaybı belirlemiştir.Ancak kazanç kaybı belirlenirken, davacının aracını çalıştırmaması nedeniyle zorunlu giderleri olan yakıt ve amortisman vs. masrafları yapmadığı dikkate alınarak bu miktarın mahsubu ile net kazanç kaybının tespit edilmesi gerekir.”
- Hukuk Dairesi 2015/7703 E. 2016/730 K.
“…Davalı sürücü olayda %100 oranında kusurludur. Davacı vekili, kaza sebebiyle müvekkilinin aracını kullanamadığını belirterek 14.3.2013-14.4.2013 tarihleri arasında müvekkilinin aracı kiraladığını belirterek ve fatura ibraz ederek araç mahrumiyeti zararını talep etmiştir. Hükme esas alınan raporda, aracın onarımının ekonomik (uygun) olduğu, onarım süresinin 25 gün olduğu, emsal aracın günlük kiralama bedelinin 90 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, 25 günlük tamir süresi için günlük 90 TL’sından araç mahrumiyeti zararına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece aracın onarımı uygunken davacının aracın pertini istediği, yasal pert koşulları oluşmadığından araç mahrumiyeti zararının istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17333 E. 2016/3648 K.
“…Davacı, aracı için 23 günlük tamir süresi araç kiraladığını 2.300,00 TL ödediğine ilişkin oto kira sözleşmesini ibraz etmiştir. MK’nin 6.maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle zararına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.
Açıklanan konularda ile dosyada bulunan hasar tamir belgelerine göre ne kadar sürede tamir edileceği belirlemek için gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK’nin 50/2.maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulaması isabetli olmamıştır.”
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26777 E. 2022/11236 K.
“…Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir.
Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/1134 K. 2016/6228 T. 23.5.2016
“Davacı aracı, ticari kamyonet olup davacının ticari faaliyeti esnasında kullandığı araçtır. Mahkemece hükme esas alınan 18.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı aracının onarımının ekonomik olmadığı ve pert kabulünün gerekliliği belirtilerek, kaza tarihi ile yeni araç satın alma tarihi arasında geçen 48 günlük süreye tekabül eden araç mahrumiyet zararı hesabı yerinde değildir. Zira raporda kazanın oluş tarihi ile aracın satın alınması arasındaki sürenin makul olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı aracının pert kabulünün zorunluluğu karşısında, davacının emsal nitelikte yeni bir araç alması için gereken süre oranında araç mahrumiyeti zararı tespit edilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yön gözetilmeksizin, kaza tarihi ile dosyaya sunulan araç satım sözleşmesi arasındaki süreye tekabül eden süre üzerinden araç mahrumiyet zararı hesabı yapılmıştır ki rapor bu yönüyle hatalıdır.”
- Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta yapan sorumludur. BK’nin 122. maddesine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Davacı, aracı için 23 günlük tamir süresi araç kiraladığını 2.300,00 TL ödediğine ilişkin oto kira sözleşmesini ibraz etmiştir. MK’nin 6.maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle zararına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir. Açıklanan konularda ile dosyada bulunan hasar tamir belgelerine göre ne kadar sürede tamir edileceği belirlemek için gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK’nin 50/2.maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulaması isabetli olmamıştır. (Y17HD 2015/17333 E. 2016/3648 K.)
- Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarı talep edilmemiş, ancak kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ile aracın tamiri süresince kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet bedeli istenmiştir. Mahkemece benimsenen 25.05.2015 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda 2.460,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Davacı taraf, aracın 20 gün tamirde kaldığı, bu sürenin 7 günlük kısmında davacı aracının kaskocusu tarafından davacıya araç tahsis edildiği, kalan 13 gün boyunca davacının aracından mahrum kalması nedeniyle zararının oluştuğundan bahisle, mahrumiyet bedelinin de davalılardan tahsilini istemiştir. Mahkeme ise, davacı aracının makul tamir süresi olan 1 hafta için kasko tarafından araç temin edildiği, bu süreyi aşan mahrumiyete ilişkin davacının delil sunmadığı gerekçesiyle, mahrumiyet bedeli talebinin reddi yoluna gidilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan makina mühendisi bilirkişinin raporunda, aracın makul tamir süresi yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış, davacı aracının makul tamir süresi mahkemece takdir edilmek suretiyle karar verilmiştir.Trafik kazasında hasar gören davacı aracının onarımı için geçecek makul sürenin belirlenmesi, özel ve teknik bilgi gerektiren bir husustur. 6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” hükmünü taşımaktadır.Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi hususunun özel ve teknik bilgi gerektiren konu olduğu gözetilerek, aracın makul tamir süresi, bu süre içinde davacının ikame araç için ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir rapor almak suretiyle davacının mahrumiyet bedeli talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Y17HD 2015/18700 E. 2016/4193 K.)
- Davalı sürücü olayda %100 oranında kusurludur. Davacı vekili, kaza sebebiyle müvekkilinin aracını kullanamadığını belirterek 14.3.2013-14.4.2013 tarihleri arasında müvekkilinin aracı kiraladığını belirterek ve fatura ibraz ederek araç mahrumiyeti zararını talep etmiştir. Hükme esas alınan raporda, aracın onarımının ekonomik (uygun) olduğu, onarım süresinin 25 gün olduğu, emsal aracın günlük kiralama bedelinin 90 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, 25 günlük tamir süresi için günlük 90 TL’sından araç mahrumiyeti zararına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece aracın onarımı uygunken davacının aracın pertini istediği, yasal pert koşulları oluşmadığından araç mahrumiyeti zararının istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Y17HD 2015/7703 E. 2016/730 K.)

Araç Mahrumiyet Bedeli Dava Dilekçesi
BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av. Enes Sencer
DAVALI : ……….. (Kazaya sebebiyet veren aracın işleteni ve sürücüsü)
KONU : Fazlaya ilişkin her türlü başvuru, talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 12.01.2022 tarihinde meydana gelen yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası neticesinde Trafik kazası sonucu oluşan araç mahrumiyet tazminatı talebine ilişkindir.
AÇIKLAMALAR :
OLAY:
……. tarihinde müvekkil … idaresindeki … plakalı araca, sürücü … idaresindeki … ……. tescilli çekici ve buna bağlı …
Davalının neden olduğu trafik kazası sonucunda, müvekkile ait … plakalı araçta ağır maddi hasar meydana gelmiş, söz konusu araç kullanılamaz hale geldiğinden perte ayrılmıştır.
KUSUR:
Mezkur kaza sebebi ile … Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan … tarihli kusur raporu ve .. 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı gerekçeli kararında, kazanın oluşumunda davalının asli ve tam kusurlu olduğu, davacı müvekkilin herhangi bir kusurunun bulunmadığı açıkça tespit edilmiştir.
Düzenlenen …… tarihli savcılık kusur raporu, BURSA 50. Asliye Ceza Mahkemesince , sanık hakkında verilen mahkumiyet kararına esas teşkil etmiş, mahkeme kararında davalının eylemi “meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı aracı kullanan sürücünün 2918 sayılı kanun ve ilgili diğer mevzuata göre tedbirsiz ve dikkatsiz davrandığı veya üzerine atılı bir kusuru bulunmadığı dolayısıyla kusursuz olduğu; sanığın ise meydana gelen kazada 2918 sayılı kanunun 47/d maddesi uyarınca trafik güvenliği ve düzenine ilişkin yasak ve zorunluluklara uymayarak tedbirsiz ve dikkatsiz davrandığı, yine aynı kanunun 56/a maddesi uyarınca yasada belirtilen haller dışında şerit değiştirme veya iki şeridi kullanma yasağına uygun hareket etmemek suretiyle trafik kurallarını ihlal ettiği, buna karşılık katılan ve mağdurun üzerine atılı herhangi bir kusurun bulunmadığı” olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar BK.53.(TBK.74) maddesi metninde, ceza mahkemesince verilen kararların hukuk hakimini bağlayacağına ilişkin açık bir hüküm yoksa da bu maddenin genel yorumundan ve özellikle son cümlesinin karşı anlamından, ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararındaki, eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olay konusundaki kabulünün hukuk hakimini de bağlayacağı hem bilimsel, hem de kökleşmiş içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Esasen 6100 sayılı HMK.204.maddesi 1.fıkrası hükmü de TBK 74. maddesi hükmünün bu biçimde yorumlanmasını gerektirmektedir. Ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu bir olayın tespitine, başka bir deyişle, olayın varlığı ve bu olayın sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi nedensellik ilgisini tespit eden kesinleşmiş hükmü, hukuk mahkemesi yönünden de kesin hüküm demektir. Bunun nedeni, ceza yargılamasında ispat araçları bakımından, ceza hakiminin hukuktakinden çok daha elverişli bir durumda oluşudur. Bu nedenle, ceza mahkemesinin maddi nedensellik ilgisini tespit eden kesinleşmiş hükmünün, hukuk hakimini bağlamasına, TBK 74. maddesi de engel değildir. Ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır.
Ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla ve buna bağlı kesin mahkumiyet kararı ile bağlı olan hukuk hakimi, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararına rağmen davalının kusursuz olduğu sonucuna varamaz. Bunun gibi, ceza mahkemesinde suç sabit görülmüşse ya da bunun tersi hukuka aykırılık bulunmadığı saptanarak aklama kararı verilmişse, hukuk hakimi bu kararları yok sayarak davanın kabulüne veya reddine karar veremez. Nitekim Yargıtay aşağıda belirtilen birçok kararı ile bu hususu teyit etmiştir.
Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (4.HD.05.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770)
ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ TALEBİMİZ
Müvekkil düzenli çalışan bir kişi olup, işe gidiş gelişleri işbu davaya konu araç ile sağlanmaktaydı. Ayrıca çocuklarının okula gidiş gelişleri için de bu araç kullanılmaktaydı . Kaza sebebi ile müvekkilin aracı perte ayrıldığından aracını kullanamadığı gün kadar iş hayatı ve sosyal hayatı için ikame araç kullanmış, kendisine ancak … tarihinde ekte ruhsatını sunduğumuz … plakalı yeni bir aracı satın alabilmiştir. Müvekkilin araçsız kaldığı süre en az 24 gündür. Yargıtay’a göre ikame araç için; araç tamir edilebiliyor ise ‘’tamirden çıkış süresi’’, aracın tamiri mümkün değilse veya aracın ağır hasar alarak perte çıkarılması durumunda mağdurun tekrar ‘‘araç alabilme süresi’’ tespit edilerek araç mahrumiyet bedeli hesaplanmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle müvekkilin aracından mahrum kaldığı sürenin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini vekil eden adına talep ederim.
HUKUKİ DELİLLER:
Kazaya ve hasara ilişkin fotoğraflar
Kaza Tespit Tutanağı
Savcılık kusur rapor
Ceza Mahkemesi evrakları
Araç ruhsatı
Keşif
Ekspertiz raporları ve tramer kayıtları
Tanık
Yargıtay kararları
Bilirkişi incelemesi ve uzman mütalaası, her türlü yasal delil.
SONUÇ VE TALEP:
Fazlaya ait ve munzam zarardan kaynaklanan her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı HMK md. 107/1 uyarınca; şimdilik, …-TL araç mahrumiyet tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve sair yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz. 02.01.2023
DAVACI VEKİLİ
Av. Enes SENCER
3 Comments
Bursa’da trafik kazası yaptım , karşı taraf yüzde yüz kusurlu aracım 20 gün tamirde kaldı ve çöl fazla değer kaybım var . Bunu en koşa sürede nasıl tahsil edebiliriz ne zamana randevu alabiliriz . Bi arkadaşımızın değer kaybını çok Hızlı çözmüşsünüz
0506 419 01 16 arayabilirsiniz
merhaba, eşim 2023 de ki kaza yaptı. maddi hasarlı kazada %100 kusurlu görüldü. karşı taraf kaskosu var ve bize mahrum kalma davası açtı.
karşı tarafın aracı tamirde 50 gün kaldı ve kaskosu yılda 2 defa 30 gün + 30 gün ikame araç hakkı veriyor. karşı tarafın mağduriyetini kaskosu karşılamasına rağmen yine de tazminat talebinde bulunabilir mi?