loader image

İnşaat Durdurma ve Yıkım Kararına Karşı İtiraz ve Dava Süreci

Belediye encümen kararlarının iptali, kararın etkilediği kişiler açısından oldukça önemli sonuçlar doğurur. Belediye encümeni tarafından verilen kararın iptali için açılan davada mahkeme, kararın hukuka aykırı olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapar.

Yazımızda belediye encümeni kararlarının iptali nedir, iptal davasında süreç nasıl ilerler, belediye encümen kararlarının iptali dilekçesi nasıl hazırlanmalıdır, iptal davasıyla birlikte yürütmenin durdurulması talep edilebilir mi gibi konu ile ilgili merak edilenleri ayrıntıları ile açıklayacağız.

İptal davası açacak kişi açısından oldukça önemli ayrıntılar içeren bir konu olması sebebiyle yazımızı dikkatle okumanızı öneririz. Belediye encümeni kararlarına karşı itiraz ve iptal başvuruları, hukuki teknik bilgi gerektiren süreçlerdir. Bu süreçlerde yapılacak basit hatalar, kişiler açısından geri dönülmez sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle süreci hukuki destek alarak sürdürmek faydalı olacaktır.

Belediye Encümen Kararlarının İptali Nedir?

Belediye encümeni kararlarının idari işlem niteliğinde olmasından ötürü, bu kararların iptali için açılan idari işlemin iptali davasına uygulamada belediye encümen kararlarının iptali davası denir. Açılan davanın hukuki niteliği idari işlemin iptali davasıdır.

Belediye encümeninin yaptığı işlemler de diğer idari işlemler gibi yargısal denetime tabidir. Belediye encümen kararlarının iptali için açılan davalarda idari usul kuralları çok büyük önem taşır. Bu kurallara uygun davranılmaması halinde kişi haklı iken haksız çıkabilir. Sürecin çok titiz bir biçimde en başından sonuna kadar sürdürülmesi gerekmektedir.

Belediye Encümeni Nedir?

Belediyenin işlerinin yürütülmesinde söz sahibi olan, çeşitli görev ve işlerle ilgili olarak belediye meclisine görüş bildiren belediye organına belediye encümeni denir. Belediye encümenini, belediye kamu tüzel kişisinin yönetim organı olarak tanımlayabiliriz.

Belediye Encümeninin Görevleri Nelerdir?

Belediye encümeni çeşitli konularda görevi ve yetkisi olan bir belediye organıdır. Belediye encümeninin görev ve yetkilerine ilişkin ayrıntılı düzenleme 5393 sayılı Belediye Kanunu madde 34 ve devamında yer alır. Madde düzenlemesine göre belediye encümeninin görev ve yetkilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Belediye meclisine çeşitli konularda görüş bildirmek,
  • Gerekli durumlarda kanunlarda öngörülen cezaları vermek,
  • Kamuya açık alanların açılacağı ve kapanacağı saatleri ayarlamak,
  • Belirlenmiş bazı belediye uyuşmazlıklarını çözümlemek,
  • Meclisin taşınmazların satılması, trampası veya tahsis edilmesine ilişkin verdiği kararları uygulamak.

Belediye encümeninin görevleri ve sahip olduğu yetkiler yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir. Diğer mevzuat düzenlemelerinde de belediye encümenine çeşitli görev tanımları yapılmıştır. Belediye encümeni bu görevleri de yerine getirmekle yükümlüdür.

Belediye Encümeni Kimlerden Oluşur?

Belediye encümeni, belediye başkanı başkanlığında;

İl belediyelerinde ve nüfusu 100 bin üzerinde olan belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği 3 (üç) üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği 2 (iki) üye olmak üzere toplam 7 (yedi) kişiden oluşur.

Diğer belediyelerde, belediye encümeni belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği 2 (iki) üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği 1 (bir) üye olmak üzere toplam 5 (beş) kişiden oluşur.

Belediye Encümeni Kararlarına İtiraz

Belediye encümeni kararları; kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak, idari makam tarafından tek yanlı irade ile verilir. Bu nedenle bu kararları idari işlem olarak adlandırmak mümkündür. Dolayısıyla belediye encümeni tarafından yapılan her türlü işlem ve verilen kararlara karşı İdari Yargılama Usulü Kanununda belirtildiği şekilde itiraz edilmesi ve dava açılması mümkündür.

Belediye encümeni kararlarına karşı itiraz konusu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu madde 11’de düzenlenmiştir. Maddede belirtildiği üzere, belediye encümeni tarafından yapılan işlem veya verilen kararın ilgilisi olan herkes, söz konusu kararın kaldırılmasını, değiştirilmesini veya yeni bir karar verilmesini üst makamlardan isteyebilir.  Herhangi bir üst makamın bulunmaması halinde bu istek işlemi yapan makama yöneltilir.

Belediye encümeni kararları için doğrudan iptal davası açılabildiği gibi, dava açmadan önce itiraz yolunun denenmesi de mümkündür. Ancak önemle belirtmek gerekir ki dava açmak için öncelikle ilgili karara veya işleme itiraz etmiş olmak gerekmez.

İdareye belediye encümeni kararlarına itiraz için başvuru yapılması, yapılan başvurunun olumlu neticelenmesi halinde, uyuşmazlığın çok daha kısa bir sürede çözülmesini sağlar. Ayrıca bu itiraz sürecinde iptal davası açmak için kanunda belirtilen süre durur.

Kişi idareye başvurarak ilgili kararın iptal edilmesini talep eder. Başvurunun ardından 60 günlük sürenin sonunda idare, talebe yönelik olumlu veya olumsuz bir yanıt verir. Herhangi bir yanıt vermemesi halinde bu da olumsuz bir yanıt olarak kabul edilir.

60 günlük bekleme süresi boyunca iptal davası açmak için belirlenen süre işlemeyecektir. Ancak olumsuz yanıtın gelmesinin ardından iptal davası açmak için belirlenen süre işlemeye devam eder.

Belediye Encümen Kararına İtiraz Süresi Ne Kadardır?

Belediye Encümen Kararlarına karşı itiraz süresi kararının ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlamakta olup dava açma süresi olan 60 gün içerisinde bu itirazın yapılması gerekmektedir. İtiraz süresi dava açma süresini durdurmakta olup dava açma süresinin kaçırılmaması açısından büyük önemi haiz olduğundan hak mahrumiyetine sebep olmaması açısından takibinin doğru yapılması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki itiraz üzerine idarenin cevap verme süresi 30 gündür. Bu süre geçmesine karşın herhangi bir cevap verilmemişse talep zımnen reddedilmiş sayılacak ve dava açma süresi başlamış olacaktır. Tavsiyemiz dava sürecinin başından itibaren alanında uzman idare hukuku avukatından destek almanız yönündedir. Zira hak mahrumiyetinin geri dönüşünün olması özellikle idare hukukunda pek mümkün değildir.

BİR AYDAN DAHA AZ SÜRE VERİLEBİLİR Mİ?

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde, ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren en çok bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya ruhsata aykırılığı giderilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği düzenlenmiştir.

Danıştay içtihatlarında, Kanun’da öngörülen bir aylık sürenin, yapı sahiplerine inşaatın mühürlenmesi tarihinden itibaren tanınması gereken sürenin üst sınırı olduğu, olayın niteliğine göre daha az süre tanınmasının da mümkün olduğu kabul edilmektedir. Danıştay’ın bu içtihadı Bölge İdare Mahkemeleri tarafından da kabul edilmektedir.

Sonuç olarak, yapı sahibine ruhsat alması veya ruhsata aykırılığı gidermesi için verilmesi öngörülen bir aylık süre üst sınırdır. Yapı tatil tutanağıyla veya ayrı bir işlemle daha az bir süre verilmesi mümkündür.

Yapı sahibine belli bir süre verilmesi durumunda, verilen süre dolmadan yıkım kararı verilmesi mümkün değildir. Bu husus Danıştay 14. Dairesinin 30.05.2018 tarih ve E:2015/5020, K:2018/4276 sayılı kararında şu şekilde belirtilmiştir:

“Uyuşmazlıkta, 02.01.2009 günlü yapı tatil tutanağı ile söz konusu ruhsatsız yapının mühürlenerek durdurulduğu ve yapı sahibine, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat ve eklerine aykırı olan kısımlarının yıktırılarak kaldırılması için bir hafta süre verildiğinin açıkça belirtildiği görülmektedir.

 Bu durumda, 02.01.2009 günlü yapı tatil zaptının düzenlenmesinden itibaren bir haftalık süre beklenilmeksizin takip eden 6. günü, söz konusu yapının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına yönelik alınan 08.01.2009 günlü, 286 sayılı dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bu kısmında ise hukuki isabet görülmemiştir.”

HERHANGİ BİR SÜRE VERİLMEMESİ DURUMUNDA NE ZAMAN YIKIM KARARI ALINABİLİR?

Yapı tatil tutanağında veya ayrıca bir işlemle, yapı sahibine ruhsat alması veya ruhsata aykırılığı gidermesi için herhangi bir süre verilmemişse, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir aylık süre verildiği kabul edilmektedir. Bu süre dolmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırı olacaktır.

Bu husus Danıştay 6. Dairesinin 16.06.2020 tarih ve E.:2019/5246, K:2020/5414 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir;

“Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi durumunda bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya aykırılığın giderilmesi suretiyle mevzuata uygun hale getirilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği açıktır.

Bu durumda; yapı tatil tutanağı ile aykırılığın giderilmesi suretiyle yapısını mevzuata uygun hale getirmek için tespit tarihinden itibaren verilen bir aylık sürenin sonunda, yapının 3194 sayılı Kanuna uygun hale getirilmemesi halinde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınması gerektiğinden,04/02/2015 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin, 11/2/2015 tarih ve 67 sayılı encümen kararı ile söz konusu yapının yıkımına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.”

YAPI TATİL TUTANAĞI DÜZENLENDİKTEN SONRA İDARECE AYRICA BİR SÜRE DAHA VERİLMİŞSE, BU SÜRE DOLMADAN YIKIM KARARI ALINABİLİR Mİ?

Uygulamada bazı belediyeler ve il özel idareleri tarafından, yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra ayrı bir yazıyla veya imar para cezası verilmesine ilişkin encümen kararıyla, yapının yıkılması veya ruhsata bağlanması için ayrıca süre verilmektedir.  Böyle bir durumda, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir aylık süre geçmişe olsa dahi, sonradan ayrıca verilen süre dolmadan alınan yıkım kararı da hukuka aykırı hale gelecektir.

Bu husus Danıştay 14. Dairesinin 29.05.2018 tarih ve E:2015/415, K:2018/4184 sayılı kararında şu şekilde ifade edilmiştir;

“Dava konusu uyuşmazlıkta; ruhsatsız yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için öncelikle 09/04/2013 tarihli yapı tatil zaptı ile 1 ay süre verildiği, bu tarihten itibaren 1 aylık süre geçmeden bu kez 10/04/2013 günlü, 83 sayılı Belediye Encümeni kararı ile yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmesi için 30 gün süre verildiği, bu kararın ise 09/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, 09/05/2013 tarihinden itibaren 30 gün geçmeden dava konusu 05/06/2013 günlü, 102 sayılı  Belediye Encümeni kararı ile yapının 7 gün içinde yıkımına karar verildiği görülmüştür. 

Bu durumda; dava konusu işlemin yapının 7 gün içinde yıkılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamıştır.”

RUHSATA BAĞLANMA İMKANI OLMAYAN YAPILAR İÇİN BİR AYLIK SÜRE DOLMADAN YIKIM KARARI VERİLEBİLİR Mİ?

Yargı kararlarında tartışılan diğer bir konu, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılan yapı hakkında yapı tatil tutanağı düzenlendikten sonra, yapının ruhsata bağlanabilmesinin mümkün olmaması nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen süre (en çok bir ay) verilmeden ya da bu süre beklenilmeden yıkım kararı alınıp alınamayacağı hususudur.

10 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine eklenen 6. fıkrada; “İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edilir ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

7153 Sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine eklenen 6. fıkrada; ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınabileceği açıkça düzenlenmiştir.

Bu nedenle, bu fıkranın yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden sonra düzenlenen yapı tatil tutanaklarına konu olan ve ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınması mümkündür.

ÖZET BİLGİ

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre, yapı tatil tutanağı yapı yerine asıldıktan sonra en çok bir ay içinde ruhsatsız yapının yıkılması veya ruhsata aykırılığın giderilmesi ya da ruhsat alınması gerekir. Aksi taktirde, belediye veya il özel idaresi encümeni tarafından yıkım kararı alınır. Yargı kararları çerçevesinde, Kanun metninde öngörülen Yargı kararlarında “en çok bir ay” süreyle ilgili kuralları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Bir aylık süre üst sınırdır. Yapı tatil tutanağıyla daha az bir süre verilebilir.
  • Yapı tatil tutanağında süre belirtilmemişse bir aylık süre verildiği kabul edilir. Böyle bir durumda bir ay dolmadan alınan yıkım kararı iptal edilir.
  • Yapı tatil tutanağından sonra belediye veya il özel idaresi tarafından ayrıca bir süre daha verilmişse bu süre dolmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırıdır.
  • 7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden öncesi için, yapının ruhsata bağlanma olanağının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, yapının ruhsata uygun hale getirilmesi veya ruhsat alınması için süre verilmemesi halinde, yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren bir aylık süre beklenilmeksizin tesis edilen yıkım kararları hukuka aykırıdır.
  • 7153 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden sonra düzenlenen yapı tatil tutanaklarına konu olan ve ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar hakkında bir aylık süre beklenmeden yıkım kararı alınması mümkündür.
  • Yapının ruhsata bağlanma imkânı olmasına ve süresi içerisinde usulüne uygun ruhsat başvurusu yapılmasına rağmen, ruhsat başvurusu hakkında bir değerlendirme yapılmadan alınan yıkım kararı hukuka aykırı olacaktır.

Belediye Encümen Kararına Karşı İptal Davası Nasıl Açılır?

Belediye Encümen kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulmadan direkt olarak kanun yoluna başvurulabileceği gibi itiraz sonucunda kararın olumsuz olması ya da zımnen reddedilmesi üzerine dava açma süresi içerisinde kanun yoluna başvurulacağını öncesinde de izah etmiştik. Bilindiği üzere kişilerin, devlete güven duymaları, maddi ve manevi varlıklarını korkusuzca geliştirebilmeleri, temel hak ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak hukuk güvenliği ve üstünlüğünün sağlandığı bir hukuk düzeninde gerçekleşebilir. Hukuk güvenliği ve hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi için ise devletin her türlü işlem ve eyleminin yargı denetimine açık olması gerekmekte olup Anayasa’nın 125. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde ‘İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.’ denilmek suretiyle bu husus anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Belediye Encümen kararlarının da kişiler hakkında hukuki sonuçlar doğuran kesin ve yürütülebilir idari işlem niteliğinde olması sebebiyle idari davaya konu edileceği hususunda duraksama bulunmamaktadır. Bu nedenle idari işlem olan Belediye Encümen kararının ilgiliye tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde, eğer kararın tebliğinden sonra karara karşı itiraz edilmişse itiraz üzerine verilen olumsuz kararın tebliğinden itibaren 60 günlük süreden kalan süre içerisinde ya da zımnen reddedilmişse bu sürenin devamında dava açma süresi göz önüne alınarak iptal davası açılabilecektir. İptal Davası, idari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olmaları nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan bir idari dava türü olup idari işlemlerin geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılması için açılan idari davalardır. 

Belediye Encümen Kararlarlarının İptali Davasının Özellikleri

Belediye encümeni kararlarının iptali, bu kararların hukuka aykırı olduğu hallerde mümkündür. Kararların hukuka aykırılığının sebepleri

1- kararı veren organın yetkisiz olması

2- şekil unsurunda sakatlık

3-kararın konusunun imkansız olması

4- kararın verilme nedeninin yasalara aykırılık teşkil etmesi

gibi sıralayabiliriz. Belediye encümeni tarafından verilen kararın hukuka aykırılık dışında bir sebeple iptalinin istenmesi mümkün değildir.

Belediye encümeni kararları çoğunlukla toplumun tümünü ilgilendiren imar uygulamaları gibi konulara ilişkin olur. Bu karardan etkilenecek olan her ilgili, iptal davası açma hakkına sahiptir. Davanın diğer tarafı ise belediye encümeninin tüzel kişiliği bulunmaması sebebiyle belediye başkanlığı olacaktır.

İptal davalarında mahkeme tarafların sunduğu dilekçeler üzerinden ilk incelemeyi yapar. İptal davalarında hakim incelemeyi yaparken, tarafların dilekçelerinde sunduğu delillerle sınırlı değildir.

Mahkeme yapılan inceleme ve değerlendirmelerin ardından, belediye encümeni tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşırsa, ilgili kararın iptaline karar verir. Kararın hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılması halinde ise mahkeme tarafından iptal davasının reddine karar verilir. Mahkeme tarafından verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmak mümkündür.

Encümen Kararının İptalinde Görevli Mahkeme

Belediye encümeni kararları idari işlem niteliğinde sayıldığından bu kararlara karşı açılacak davalar idari yargının görev alanındadır. İptal davası açacak ilgililer, idare mahkemelerine başvurarak kararın iptalini talep edebilirler.

Belediye encümeni kararlarına karşı açılan iptal davalarında genel yetkili mahkeme, kararın verildiği belediye encümeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Bu durum kanunda belirlenmiş özel yetki durumları haricinde geçerlidir. Örneğin belediye encümeni tarafından verilen kararın bir taşınmaza ilişkin olması halinde iptal davasında yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olacaktır.

Belediye Encümen Kararının Yürütmesinin Durdurulması Mümkün mü?

2577 sayılı İdari Yargılama usulü Kanunu’nun 27.maddesinin 2.fıkrasında; “İdari mahkemeler idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri” hükme bağlanmış bulunmakta olup Belediye Encümeni kararının uygulanması ilgili açısından telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına sebebiyet verecekse iptal davası ile birlikte işlemin yürütmesinin durdurulması da talep edilir. Talep ilk derece mahkemesi tarafından incelenerek idari işlemin uygulanmasını esas hakkında karar verilinceye kadar durduracaktır. Söz konusu karar ile ilgilinin ileride telafisi zor veya imkansız zararların önüne geçecek hem ilgili hem de idare açısından muhtemel zararların önüne geçecektir. 

İMARA AYKIRI YAPILARIN YIKIM USULÜ NEDİR ?

Belediyeler, kendi sınırları dahilindeki yapıları denetlemek yoluyla imar planına veya inşaat ruhsatına aykırı yapıları tespit etmekle sorumludur. Aykırılığın tespiti durumunda, inşaatı durdurma ve yıkım kararı alma yetkisi belediye encümenine aittir. Yıkım kararı uygulanması durumunda geri dönülemez sonuçlar meydana geleceğinden, idari işlemin unsurlarına elverişli olacak şekilde karar alınması önem arz etmektedir. Bu unsurlardan birinde sakatlık varsa işlem hukuka aykırı olacaktır ve işlemin iptali istenebilecektir.

Belediyenin Yıkım Kararı ve Para Cezası

Yapı ruhsatı olmadan ya da yapı ruhsatı ve eki mimari projeye aykırı şekilde inşa edilen yapıyı yapan şahıslara 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi doğrultusunda para cezası verilir.

Para cezası tutarı kanunda belirtilen kıstaslara göre farklılık göstermektedir. Yapının inşa edilmesinde görevli olmayan şahıslar sonradan malik olduklarında cezaların şahsiliği ilkesi gereği para cezası ile karşı karşıya kalmazlar.

Yapının daha sonra ruhsata bağlanması ya da ruhsata uyumlu şekle getirilmesi durumları para cezası verilmesine engel teşkil etmez. Para cezası vermeye belediye ve il encümenleri yetkilidir. Kararların tebliği üzerine 60 gün içerisinde idare mahkemesinde iptal davası açma imkânı vardır.

Belediyede Kaçak Bina Yıkım Kararı Nasıl Alınır?

Belediyelerce verilen yıkım kararının İmar Kanunu’nda belirtilenlere uygun şekilde yapılması gerekmektedir.

Bu Kanun hükümlerine göre ;

1- AŞAMA OLARAK ruhsatsız şekilde yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsatsız yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece saptanması, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir halde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu belirlenir.Yapı mühürlenerek inşaat hemen durdurulur. Yapının imar mevzuatına aykırı şekilde yapıldığına dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar kısmına kaydedilmek üzere ilgili idaresince tapu dairesine en geç yedi gün içinde yazılı olarak bildirilir. Aykırılığın giderildiğine dair ilgili idaresince tapu dairesine bildirim yapılmadan beyanlar kısmındaki kayıt kaldırılamaz.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılması ile yapı sahibine tebliğ olmuş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası muhtara verilir, bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verilir.

Bu tarihten başlayarak maksimum bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun şekle getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını talep eder.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat edinildiği ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına müsaade edilir.

2. AŞAMA OLARAK bu durumun Aksi halinde , ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararı ardından, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden alınır.

Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten başlayarak bir ay içinde yapı sahibince yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince saptanmasına karşın iki ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına karşın altı ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden alınmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir.

Yıkım maliyetleri %100 fazlası ile ilgili idaresinden alınır. Bu biçimde tahsil edilememesi halinde ilgili idarenin 5779 sayılı Kanun doğrultusunda aktarılan paylarından kesilerek tahsil olunur. Tahsil olunan miktarlar, Bakanlığın döner sermaye işletmesi kısmına gelir olarak kaydedilir.

İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen taşınmazların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal olur ve mevzuata aykırı yapılar için beşinci fıkra hükümleri uygulanır.

YIKIM YETKİSİNİN KULLANILMASI

Yıkım yetkisinin kullanılması konusunda cevaplanması gereken en temel soru, yetkinin kim/ kimler tarafından kullanılacağı ve nasıl kullanılacağı konusudur.

1- YIKIM KARARI ÖNCESİ YAPILAN HAZIRLIK İŞLEMLERİ

Yıkım kararında yetki denildiğinde; hukuka aykırı olan yapıyı tespit eden, bu durumu ilgiliye tebliğ eden ve en sonunda yıkım kararını veren ve uygulayan merci veya birimler anlaşılmaktadır.Bu nedenle yıkım kararının yetki yönünden tam olmaması, mutlak hukuka aykırılık ve iptal nedenidir. Yıkım kararından önce hazırlık işlemi olarak öncelikli olarak yapı tatil tutanağı tanzim edildikten sonra, yapınınmühürlenmesi ve süre verilmesi şeklindeki tasarruflar karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir silsilenin ortaya çıkabilmesi için yapının tamamen ruhsatsız olması yahut ruhsat veya eklerine aykırı yapılmış olması gereklidir. Yapı tatil tutanağı düzenlenmeksizin yıkım kararı verilmesi, tek başına iptal nedenidir.

Yapı Tatil Tutanağı İptal Davasına Konu Edilebilir mi ?

Gerek Kanunun ifadesinden gerekse de oluş tarzından çıkarıldığı ölçüde yapı tatil tutanağı’ nın teknik anlamda bir hazırlık işlemi niteliğinde olduğu açıktır. Çünkü söz konusu tutanağın usulüne uygun tebliğinden sonra, yapılan bir dizi işlem, işlemin tekemmül edebilmesi için mecburîdir. Tutanaklar, yapılışları itibariyle asıl işlemin hazırlayıcısı niteliğindedir. Fakat bize göre, teorik manada yapı tatil tutanağı bir idari işlem olmasa da Danıştay müstakar bir biçimde, yapı tatil tutanağının tek başına iptal davasına konu edilebileceğini ifade etmektedir.

2- Yapı Tatil Tutanağının Düzenlenmesi ve Usulüne Uygun Olarak Tebliğ Edilmesi

İmar Kanunu’nun 32. maddesi yapı tatil tutanağının nasıl düzenleneceğini ayrıntılı bir biçimde ifade etmiştir. Teknik manada geçerli ve hukuksal kurallara uygun bir yıkım kararının teessüs edebilmesi için yapı tatil tutanağının neden düzenlendiğinin şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta ifade edilmesi zorunluluktur. İlaveten tutanakta malikin ne gibi haklara sahip olduğu, başka bir deyişle idari veya hukuksal başvuru yollarının neler olduğu belirtilmelidir. Burada özellikle hakkında tutanak tanzim edilen yapının neden bu işleme konu edildiği, ruhsat ve ekleri ile mevcut yapı arasındaki uyumsuzlukların neler olduğu, ilgilinin anlayacağı açıklıkta yetkili kılınan otoritelerce (belediye veya valilikler) ifade edilmelidir. Nitekim Danıştay, bu konudaki bir kararında, normalinde ruhsatlı bir şekilde yapılan bir yapıda ruhsata aykırılığın ne olduğunun tam olarak belirtilmemesini, bunun tebliğ edilmemesini, malikin bu konuda ikaz edilmemesini, salt fen müdürlüğü işlemine dayalı olarak yıkım kararı verilmesini hukuka aykırı görerek iptal etmiştir

Bu konuda Danıştay tarafından verilen bir kararda, yapı tatil tutanağının nasıl düzenlenmesinin gerekli olduğu açıkça ifade edilmiştir Şöyle ki ;

Ruhsata uygun hale getirilmesi mümkün olan yapıların verilen süre içinde ruhsata uygun hale getirilmesi, aksi halde imar mevzuatında öngörülen yaptırımların uygulanacağının ihtaren bildirilmiş olması ve ruhsata aykırılıkların tam olarak neler olduğunun açıkça ifade edilmesi gerekmektedir.

Yapı tatil tutanağının yapı üzerine asıldığı ve bir örneğinin bağlı olunan muhtara bırakıldığına dair bilgilere yer verilmiş olması gerekmektedir

2- YIKIM KARARININ ONAYLANMASI

İK m. 32/ son maddesine göre, ruhsata bağlanması için veya ruhsata yahut eklerine uygun hale getirilmesi için yapı tatil tutanağına dayalı olarak süre verilen yapılar ile ilgili olarak, ihtarın yerine getirilmemesi durumunda yıkım kararı, belediye encümeni veya il idare kurulu tarafından onaylanarak icra edilir.

İptal Davasının Konusu İşlemlerde Hukuka Aykırılık Ne şekilde Olur?

  • Yetki yönünden hukuka aykırılık:

Bir belediyenin, kanunen kendisine verilen yetkiyi aşan bir işlem yapması halinde, bu işlem yetki yönünden hukuka aykırıdır. Örneğin, bir belediyenin, şehir merkezindeki bir parkı özel şirkete kiralaması, belediyenin bu alandaki yetkisini aştığı için yetki yönünden hukuka aykırıdır.

  • Şekil yönünden hukuka aykırılık:

Bir idari işlemin, hukuki bir şekil şartına uymadan yapılması halinde, bu işlem şekil yönünden hukuka aykırıdır. Örneğin, bir üniversitenin, bir öğrenciyi okuldan atması için gerekli olan yazılı bildirim şartına uymadan öğrenciyi okuldan atması, şekil yönünden hukuka aykırıdır.

  • Sebep yönünden hukuka aykırılık:

Bir idari işlemin, hukuka uygun bir sebep göstermeden yapılması halinde, bu işlem sebep yönünden hukuka aykırıdır. Örneğin, bir idarenin, bir kişinin bir işyerinde çalışmasına izin vermemesi için, bu kişinin siyasi görüşlerini gerekçe göstermesi, sebep yönünden hukuka aykırıdır.

  • Konu yönünden hukuka aykırılık:

Bir idari işlemin, hukuka uygun bir konu belirlemeden yapılması halinde, bu işlem konu yönünden hukuka aykırıdır. Örneğin, bir idarenin, bir kişinin bir vergi borcu ödemediği gerekçesiyle, bu kişinin pasaportuna el koyması, konu yönünden hukuka aykırıdır.

  • Amaç yönünden hukuka aykırılık:

Bir idari işlemin, hukuka uygun bir amaç belirlemeden yapılması halinde, bu işlem amaç yönünden hukuka aykırıdır. Örneğin, bir idarenin, bir kişinin bir okula kaydını engellemek için, bu kişinin etnik kökenini gerekçe göstermesi, amaç yönünden hukuka aykırıdır.

Bu örnekler, iptal davalarının çeşitliliğini ve önemini göstermektedir. İptal davaları, idari işlemlerin hukuka aykırılığını ortadan kaldırarak, kişilerin haklarının korunmasını sağlayan önemli bir dava türüdür.

Uygulamada En Sık Karşılaşılan İptal Davaları Şunlardır:

  • İmar planları ve ruhsatları: İmar planları ve ruhsatları, idari işlemler arasında en sık görülenlerdendir. Bu nedenle, imar planları ve ruhsatlarına ilişkin iptal davaları da oldukça yaygındır.
  • İdari makamlarca verilen cezalar: İdari makamlarca verilen cezalar, kişilerin haklarına önemli ölçüde müdahale edebilmektedir. Bu nedenle, idari makamlarca verilen cezalara ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • İhale kararları: İhale kararları, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, ihale kararlarına ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • Atama ve yer değiştirme kararları: Devlet memurlarının atanmaları ve yer değiştirmeleri, idarenin önemli yetkilerinden biridir. Bu nedenle, atama ve yer değiştirme kararlarına ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • Eğitim ve öğretim kararları: Eğitim ve öğretim, kişilerin temel haklarından biridir. Bu nedenle, eğitim ve öğretim kararlarına ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • Sağlık hizmetleri kararları: Sağlık hizmetleri, kişilerin temel haklarından biridir. Bu nedenle, sağlık hizmetleri kararlarına ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • Sosyal güvenlik haklarına ilişkin kararlar: Sosyal güvenlik hakları, kişilerin temel haklarından biridir. Bu nedenle, sosyal güvenlik haklarına ilişkin kararlara ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • Çevre koruma ve çevre kirliliğiyle mücadeleye ilişkin kararlar: Çevre koruma ve çevre kirliliğiyle mücadele, kişilerin temel haklarından biri olan çevre hakkının korunması açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, çevre koruma ve çevre kirliliğiyle mücadeleye ilişkin kararlara ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • İdari sözleşmeler: İdareler, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde idari sözleşmeler yapmakta ve bu sözleşmeler ile idari işlemler yapmaktadır. Bu nedenle, idari sözleşmelere ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.
  • İdari yargı kararlarına karşı yapılan itiraz kararları: İdari yargı kararlarına karşı yapılan itiraz kararları, idari işlemin hukuka uygunluğunu incelemeye devam eden bir karar türüdür. Bu nedenle, idari yargı kararlarına karşı yapılan itiraz kararlarına ilişkin iptal davaları da oldukça sık görülür.

Bu davaların dışında, uygulamada iptal davasına konu olabilecek pek çok başka dava konusu da bulunmaktadır.

Encümen Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği

….…… NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

                                                           Yürütme Durdurma Taleplidir.

DAVACI    : Ad- Soyad (TC Kimlik No)

Adres

VEKİLİ      :  Enes Sencer

Adres Sencer Hukuk Bürosu

DAVALI     : Nilüfer Belediye Başkanlığı

 Adres

KONU      : Nilüfer Belediyesi Encümeni’nin  ……. sayılı ve ……. tarihli … Belediyesi Encümeni Kararı’nın iptaline karar verilmesi talebinden ibarettir.

TEBLİĞ TARİHİ: İlgili Belediye Encümeni Kararının ilgili kişiye tebliğ edildiği tarih.

AÇIKLAMALAR:

  • Davalı idare olan belediye encümeninin kararının açık bir şekilde izah edilmesi gerekir.
  • (Varsa)Dava konusu Belediye Encümeni Kararı için gerekçe gösterilen hususların gerçek dışı olduğunun deliller de belirtilerek açıklaması yapılmalıdır.
  • Dava konusu Belediye Encümeni Kararı’nın kanun, Anayasa ve sair mevzuata aykırılığına ilişkin açıklamalar yapılmalıdır.
  • Belediye Encümeni Kararı’nda belirtilen idari işlemin (mümkünse ve gerekli şartları sağlanmışsa) yürütmesinin durdurulması talebinde bulunulabilir. Yürütmenin durdurulması kararını gerektirecek hususların açık bir şekilde varsa ekleri ile birlikte açıklanması gerekmektedir.

HUKUKİ DELİLLER: İşbu dilekçenin ekinde sunulacak deliller, Belediye Encümeni Kararı ve her türlü yasal delil.

HUKUKİ SEBEPLER: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili diğer mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve Sayın Mahkeme tarafından re’sen gözetilecek nedenlerle; ……. Belediyesi Encümeni’nin  ……. sayılı ve ……. tarihli … Belediyesi Encümeni Kararında yer alan idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve nihayetinde iptaline, yargılama giderlerinin davalı İdare üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini aslen arz ve talep ederim karar verilmesini saygılarımla talep ederim. (Tarih)                                                                                                                                                                                                                                                                                 Davacı Ad- Soyadı     

                                            Av. Enes SENCER

Belediye Encümen Kararları İptali Örnek Mahkeme Kararları 

3194 sayılı Yasının 42. maddesi uyarınca tek bir yapı için yalnızca bir para cezası verilmesi gerekirken her bir parsel yönünden ayrı ayrı para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. … 

DANIŞTAY 6. DAİRE, 
E. 2004/4776, K. 2006/659, 
T. 20.2.2006 

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince 

Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: 

KARAR : Dava, İstanbul, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, 1 pafta, 223 sayılı parselde bulunan ruhsatsız yapının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımı ile 42. maddeye göre 35.000.000.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 15.4.2002 günlü, 282 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada yer alan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parseli de kapsayan 187, 6071, 6072, 6073, 6074, 199, 202, 203, 222, 223, 225 ve 226 sayılı parseller üzerinde çelik konstrüksiyon olan beton panel+demir doğrama duvarlarla çevrilmiş üstü ondüle çatı örtüsüyle kaplı yaklaşık 7000 m2 alanlı endüstri yapısı olduğu, yapının bir kısmının dava konusu işlemde belirtilen parsel üzerine oturduğu, tesislerin gerek niteliği gerekse ekonomik değeri itibariyle geçici nitelikte olmadığı, yapının İstanbul İmar Yönetmeliği’nin 6.35 maddesinde tanımlanan şantiye binası kapsamına girmediği gibi Yönetmeliğin 6.34 maddesinde belirtilen müştemilat niteliği de taşımadığı, ruhsata tabi olmayan yapılar içerisinde yer almadığı, imar planında ayrıldığı fonksiyon itibariyle ruhsata bağlanma olanağının bulunmadığı, tesis edilen işlemin yıkıma ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği; dava konusu işlemin para cezasına ilişkin bölümüne gelince, anılan parseller üzerine yapılmış yaklaşık 7000 m2 alanı kapsayan tek bir yapının olması karşısında 3194 sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca tek bir yapı için yalnızca bir para cezası verilmesi gerekirken her bir parsel yönünden ayrı ayrı para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın yıkıma ilişkin kısmının reddine, dava konusu işlemin para cezası yönünden iptaline karar verilmiş; bu karar taraflarca temyiz edilmiştir. 

SONUÇ : Dava konusu işlemin para cezasına yönelik kısmının iptali, davanın yıkıma ilişkin kısmının reddi yolundaki temyize konu İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 20.11.2003 günlü, E:2002/768, K:2003/1505 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına, fazla yatırılan 15,30’ar YTL harcın temyiz isteminde bulunanlara iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 20.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

SIKÇA SORULAN BELEDİYENİN TARLA VASFINDAKİ YAPILARA ENCÜMEN KARARIYLA VERDİĞİ YIKIM KARARLARIYLA İLGİLİ UFAK BİLGİLER

YIKIMLAR İLE İLGİLİ GENEL BİLGİ VE ÇÖZÜM YOLLARI

Belediye tarafından yapılan yapılara idari para cezaları ve yıkım kararları gelmekte. Size gelen tebligatlardan da görüleceği üzere YAPININ BİTKİSEL TOPRAK ÜZERİNE YAPILMASINDAN ÖTÜRÜ yani tarla dediğimiz yapı üzerinde olmasından ötürü belediye ilgili cezayı kesmektedir. Tarla imarlı bir arazi olmadığı için ilgili encümen kararında da söylediği gibi tarla TARIMSAL FAALİYET DIŞINDA KULLANILDIĞINDAN çevre ve imar kirliliğine sebep olmasından ötürü imar kanunu MD. 32 uyarınca önce MÜHÜRLENİR ve FAALİYETİ DURDURULUR.

Mühürleme ve faaliyet durdurma işlemi esnasında yapı tatil zaptı dediğimiz evrak yapıya asılır. Bu yapılan yapı tarım arazisine yapıldığı için ilgili encümen kararında da görüleceği üzere KAÇAK YAPI vasfındadır.

Kaçak yapıyı belediyenin yıkma hakkı mevcuttur. İlgili encümen kararından da görüleceği üzere yapılan yapı RUHSATA BAĞLANAMAYACAK türde olduğu için yapıyı yapana 30 günlük bir süre vermektedir. Bu süre 30 gün içinde kaçak yapıyı yık ve eski haline getir anlamını taşımaktadır. Yapı eski haline döndürüldüğünde bir problem yoktur.

Yapı eski haline döndürülmediğinde şimdi gelinen aşama olan belediye encümeni tarafından yıkım kararı alınır. İlgili yıkım kararı size tebliğ edilir . Encümen kararında gördüğünüz üzere burada idari bir para cezası kesilir ve yapının yıkılacağı size ihtar edilir.

BU GELİNEN AŞAMADA YAPILACAK BİR HUSUS VAR MIDIR ?

Öncelikle ilgili encümen kararında gördüğünüz üzere işlemin iptali için 60 günlük iptal davası açma süresi vardır. Tebliğ tarihinden itibaren 61. Günde artık dava açılamaz. Burada süre çok önelidir.

İPTAL DAVASI NEDİR ? İPTAL DAVASINI AÇTIĞIMDA YIKIM KESİN OLARAK DURUR MU ?

İdari yargıda açılan iptal davası ile yürütmenin durdurulması istenir. Yani bu yıkım kararını  yargılama sürerken durdurun diye açıla bir talep davasıdır. Bu dava ile yıkım işlemi kesin olarak durmayabilir . Mahkeme idarenin yani belediyenin savunmasını aldıktan sonra yürütmeyi durdurma kararı VERMEYEBİLİR. Verdiği kararı değiştirip yıkıma devam et diyebilir. Bu konuda takdir yetkisi mahkemenindir. Uygulamada çoğunlukla yargılama boyunca yıkım işlemini belediye gerçekleştirmez. Aksi bir durumda yıkım işleminin sorumluluğu belediyeye doğacağından bu işlemi yapmaya yeltenmiyorlar. Ama yüzde yüz şekilde dava açıldığında durur diyemeyiz durma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleriz.

İPTAL DAVASINI NASIL AÇACAĞIZ ?

Şahıslara gelen cezalar adına hangi şahıs ismiyle ceza ve yıkım emri geldiyse o şahsın iptal davası açması gerekmektedir. Bu aşamada iptal davası açmak dışında bir seçenek mümkün değildir. İptal davası açıp mahkeme uygun görürse yürütme durdurulup sürecin uzaması sağlanmaktadır. Açılmasının her şartta avantajı bulunmaktadır.Adınıza gelen bir encümen kararı varsa şahsen ya da avukatınızla bu süreci yürütebilirsiniz.  

Yıkım Kararının İptali Danıştay Kararları

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/9588
Karar No : 2020/9900

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … Tekstil Ticaret Sanayi Ltd. Şti.
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazda ruhsata aykırı imalatlar yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin alınan 09/04/2015 tarih ve 243 sayılı … Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davaya konu yapıyla ilgili olarak 3194 İmar Kanunun 32. maddesi uyarınca ruhsat harici kısımların yıktırılmasına ilişkin 09/04/2015 tarih 243 sayılı … Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılan davada, dosyadaki belgelerden, yapı tatil tutanağı ile tespit edilen hususların ruhsat ve projesine aykırı olduğunun sabit olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Dava konusu yere ilişkin olarak verilen para cezasının iptali istemiyle açılan … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyası ile görülmekte olan davada 23/11/2016 tarihinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bu dosyada verilecek kararın yıkım kararının iptali için açılan bu davanın karar sonucuna etkili olabileceği, ayrıca bu dava için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, eksik inceleme ile karar verildiği ileri sürülmektedir. ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazda ruhsata aykırı imalatlar yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 09/04/2015 tarih ve 243 sayılı … Belediye Encümeni kararı alınmıştır.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonucunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir. Ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükmün değerlendirilmesinden; ruhsat alınmadan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapıların tespitine ilişkin olarak düzenlenecek yapı tatil tutanağında, aykırılıkların ölçüleri ile birlikte somut ve ayrıntılı olarak belirtilerek yapının o anki durumunun tespit edilmesi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı inşaatın mühürlenerek durdurulması ve yapı tatil tutanağının yapı yerine asılmak suretiyle yapı sahibine tebliğ edilmesi, tebligatın bir nüshasının muhtara bırakılması gerekmektedir. Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi durumunda bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya ruhsatına uygun hale getirilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği açıktır.

Bu düzenlemeye göre, ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı hakkında kanunda öngörülen yaptırımların uygulanabilmesi için, ihtilaf konusu imalatın ilgili fen elemanları tarafından açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanarak usule uygun şekilde düzenlenecek bir tutanağa bağlanması, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar için yıkım kararı verilebilmesi için idarece usulüne uygun olarak yapı tatil tutanağının düzenlenmesi ve bu tutanakta ruhsata aykırılıkların somut ve ayrıntılı olarak belirtilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazda ruhsat ve eki projeye aykırı uygulamalar yapıldığının … tarihli, … sayılı yapı tatil tutanağı ile tespit edilmesi üzerine 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca anılan imalatın yıkımına ilişkin … Belediye Encümeninin 09/04/2015 tarihli, 243 sayılı kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, 06/03/2015 günlü yapı tatil tutanağı incelendiğinde, ruhsat eki mimari projeye aykırı olarak 5J aksındaki kolonun iptal edildiği, T aksındaki bodrum kat BA perdenin yapılmadığı, bodrum katta T aksı ve A aksı yönünde bahçe mesafeleri içinde büyüme yapıldığı tespitlerine yer verildiği, üstten ve kesitten çizilen krokilerde projesine aykırı yapılan kısımların çizimle de gösterildiği ve anılan aykırılıkların metrajına yer verildiği, ruhsata aykırılığın somut ve ayrıntılı olarak saptandığı, yapıda bulunan aykırılıkların hali hazırdaki durumunun ayrıntılı bir şekilde tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Mahkeme kararında dosyanın incelenmesinden kısmında, davaya konu yapıyla ilgili olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca davalı idarece alınan 09/04/2015 tarih 243 sayılı Encümen kararına ilişkin işlemin iptalinin istendiği, dosyadaki belgelerden, yapı tatil tutanağı ile tespit edilen hususların ruhsat ve projesine aykırı olduğu sabit bulunduğundan idarece tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiş ardından davaya konu yıkım işlemi ve dayanağı yapı tatil tutanağına ilişkin herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın hüküm fıkrasına yer verildiği görülmüştür.
Bu durumda; İdare Mahkemesince; öncelikle söz konusu işlem hakkında hukuki değerlendirme yapılmak ve yapı tatil tutanağı ile tespit edilen hususların binanın projesine uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, belirtilen durum gözönüne alınmaksızın tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15128
Karar No : 2021/9148

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Samsun ili, Atakum ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … sayılı parselde yer alan binanın, … ve … numaralı bağımsız bölümlerinin arasındaki duvarın ruhsata aykırı şekilde kaldırıldığından bahisle; davacının 3194 sayılı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Atakum Belediye Encümeninin … gün ve … sayılı kararı ile ruhsata aykırılığın 30 gün içinde düzeltilmesinin, aksi halde aynı Kanunun 32. maddesine göre yıkım kararı verileceğinin bildirilmesine ilişkin Atakum Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünün … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 21/06/2017 tarih ve E:2014/1436, K:2017/4267 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 30/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

8 Comments

  1. Çok teşekkürler Avukat Bey hobi bahçelerinin yıkım kararıyla ilgili Bursa’da problem yaşıyoruz randevu alabilir miyiz

  2. Dubleks daireyi iki daire yapılması sebebiyle problem yaşıyoruz bu konuda görüşebilir miyiz avukat Bey

  3. Cam balkonla ilgili idareyle problem yaşıyoruz en erken ne zamana randevu alabiliriz sizinle görüşmek için Bursada adınızı çok duyduk

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required