Murisin Kadastro Tespitinden Önce Ölmesi Halinde Muris Muvazaasına Dayalı Davalarda 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre

Kadastro çalışmalarında yapılan tespitlerin ardından, tapu kayıtlarında yer alan mülkiyetin hukuki durumu hakkında dava açmak isteyen mirasçılar açısından Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi büyük önem arz etmektedir. Özellikle muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, murisin ölüm tarihi, davanın açılabileceği süreyi belirlemede doğrudan etkili olmaktadır.


Murisin Kadastrodan Önce Ölmesi Ne Anlama Gelir?

Eğer muris (miras bırakan), kadastro tespitinin yapıldığı tarihten önce vefat etmişse, bu durumda mirasçılar tarafından ileri sürülecek muris muvazaasına dayalı nedenler de kadastro öncesi nedenler kapsamında değerlendirilir. Yani ortada mirasçılar açısından sonradan öğrenilen bir işlem değil, kadastrodan önce gerçekleşmiş bir tasarruf söz konusudur.

Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereği, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde dava açılması zorunludur. Aksi halde hak düşürücü süre geçmiş sayılır ve dava dinlenemez.


Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin Örnek Kararı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 26.09.2012 tarihli, 2012/5704 E., 2012/10135 K. sayılı kararıyla bu hususu açık bir şekilde ortaya koymuştur:

“Miras bırakanın kadastro tespitinden önce vefat ettiği dikkate alınarak, davanın 3402 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşıldığından, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir.”

Bu kararda, davacı mirasçıların iddialarına göre, muris sağlığında bazı taşınmazları muvazaalı şekilde davalıya devretmiştir. Kadastro tespitinden önce murisin vefat etmesi nedeniyle bu iddiaların kadastro öncesi hukuki sebepler kapsamında kaldığına hükmedilmiş ve davanın süre yönünden reddi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme de bozma kararına uyarak, davayı 10 yıllık sürenin aşılması nedeniyle reddetmiştir.


Bursa’dan Somut Bir Örnek

Bursa’nın Yenişehir ilçesinde yer alan 8 adet taşınmazın, 1995 yılında yapılan kadastro tespitleri sonucunda murisin oğlu adına tapuya tescili yapılmıştır. Ancak murisin, 1990 yılında vefat ettiği tespit edilmiştir. Murisin diğer mirasçıları olan kız çocukları, 2010 yılında tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Ancak aradan 15 yıldan fazla süre geçtiği için Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesi, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereği hak düşürücü süre nedeniyle davayı reddetmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karar onanmış, dosya temyiz edilince Yargıtay da aynı gerekçeyle kararı onamıştır.


Sonuç ve Değerlendirme

Eğer bir taşınmazın kadastro tespiti muris hayatta iken yapılmış ve muris daha sonra ölmüşse, mirasçıların dava hakkı ölümle birlikte doğacağından 10 yıllık süre uygulanmaz. Ancak muris kadastrodan önce ölmüşse, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası mutlaka kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır.

Aksi takdirde, hak kaybı yaşanacak ve dava süre yönünden reddedilecektir. Bu nedenle, miras bırakanın ölüm tarihi, davanın açılabilirliği açısından belirleyici olup, dava stratejisi bu tarih esas alınarak kurulmalıdır.

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız