Müdafisiz Alınan Kolluk İfadesi Hükme Esas Alınabilir Mi

Müdafii Olmadan Alınan Kolluk İfadesi Hükme Esas Alınabilir mi?

Bursa Ceza Mahkemelerinde Uygulama ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 148/4. maddesi, sanık ya da şüphelinin kollukta müdafi olmadan verdiği ifadelerin ancak hâkim veya mahkeme huzurunda doğrulanması halinde hükme esas alınabileceğini açıkça belirtmektedir. Bu düzenleme, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerekse CMK m.149 ile birlikte değerlendirildiğinde, müdafi yardımından yararlanma hakkının ceza yargılamasındaki temel ilkelerden biri olduğunu göstermektedir.

Bursa Uygulaması: Müdafii Yokluğunda Alınan İfade Geçerli Sayılmadı

Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 2024/412 E. sayılı dosyada sanık hakkında, “kamu görevlisine hakaret” suçundan yürütülen yargılamada kollukta alınan ve sinkaflı ifadeler içeren beyanın, müdafi huzurunda alınmadığı anlaşılmıştır. Sanık duruşmada söz konusu ifadeyi reddetmiş, “ben böyle bir kelime kullanmadım, ifademi zorla almışlardı” şeklinde savunma yapmıştır. Mahkeme, CMK 148/4 ve 213. maddelerini birlikte değerlendirerek, müdafi bulunmaksızın alınan beyanın doğrulanmaması nedeniyle hükme esas alınamayacağına karar vermiştir.

Bu karar, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13.12.2023 tarihli, 2021/17836 E. ve 2023/25607 K. sayılı içtihadıyla birebir uyumludur.

Yargıtay Ne Diyor?

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, söz konusu kararında şu değerlendirmelere yer vermiştir:

“Sanığın kollukta ‘…dinini, imanını sinkaf ederim’ şeklindeki sözleri söylediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Ancak bu ifade, müdafi huzurunda alınmadığı gibi, sanık duruşmada da böyle bir söz söylemediğini belirtmiştir. Bu nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 148/4. maddesi gereği kolluk ifadesinin hükme esas alınamayacağına, sanığın aleyhine kullanılamayacağına hükmedilmiştir.”

Aynı karar çerçevesinde mahkeme, CMK m.213’e de vurgu yaparak, çelişkili ifadelerin ancak müdafiin katılımı sağlanmışsa duruşmada okunabileceğini belirtmiştir. Aksi durumda sanık aleyhine delil niteliği taşımayacaktır.

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi Örneği: Dosya Bozuldu

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dolandırıcılık davasında (2023/675 E.), sanığın kollukta verdiği suç ikrarına dayalı ifadesi duruşma sırasında sanık tarafından reddedilmiş, avukatı ise bu ifadenin müdafi yokluğunda alındığını belirtmiştir. Mahkeme buna rağmen hüküm kurmuş; ancak istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, CMK 148/4 gereğince “müdafii olmaksızın alınan ve duruşmada doğrulanmayan” ifadenin hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle kararı bozmuştur.

CMK 148/4 ve 213. Madde Ne Diyor?

  • CMK 148/4: “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.”
  • CMK 213: “Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafii hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir.”

Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde, mahkemelerin delil değerlendirme süreçlerinde hak ihlali oluşturmamak adına son derece dikkatli olmaları gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi: Soruşturmada Müdafi Yok, Mahkumiyet Bozuldu

Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 10.04.2013 tarihli 2011/1567 E., 2013/10237 K. sayılı kararı da önemlidir. Bu kararda da müdafii olmadan alınan ifade esas alınarak hüküm kurulmuş, ancak sanığın duruşmada farklı savunma yaptığı görülmüştür. Yargıtay şu değerlendirmeyi yapmıştır:

“Sanığın olay yerinde olmadığı, olayla ilgisinin bulunmadığına dair beyanı karşısında, soruşturma aşamasında müdafi olmadan alınan beyan esas alınarak mahkumiyet kurulması hukuka aykırıdır.”

Sonuç: Savunma Hakkı Varsa Adalet Vardır

Bursa özelinde ve Türkiye genelinde birçok yargılamada görüldüğü üzere, müdafiin katılımı olmadan alınan ve mahkeme huzurunda doğrulanmayan kolluk ifadeleri, CMK hükümleri uyarınca delil olarak kullanılamaz. Bu husus, yalnızca sanık lehine bir koruma mekanizması değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkının bir güvencesidir.

Yargıtay 22. Ceza Dairesi: Çocuk Sanığın Müdafisiz Alınan İfadesi Hükme Esas Alınamaz

Yargıtay, suça sürüklenen çocukların korunmasına yönelik düzenlemeler çerçevesinde verdiği bir kararında, çocuk sanığın soruşturma aşamasındaki beyanlarının, Cumhuriyet savcısı ve müdafi olmaksızın alındığı gerekçesiyle delil olarak kullanılamayacağını belirtmiştir.

Özellikle şu noktalar öne çıkmaktadır:

  • Soruşturma işlemi sırasında hazır bulunması gereken Cumhuriyet savcısının yokluğu,
  • Çocuk sanığın müdafii eşliğinde beyan vermemesi,
  • Kolluk tarafından alınan yer gösterme işleminin müdafi olmadan yapılması.

Yargıtay, tüm bu hususları değerlendirerek CMK 213 ve çocuk koruma mevzuatına aykırılık nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

Bursa Örneği:

Bursa’da görülen benzer bir çocuk ceza davasında, kolluk tarafından alınan müdafisiz beyanlara dayanılarak mahkûmiyet kararı verilmiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi CMK 213’e atıfla kararı bozmuştur. Kararda “çocuğun ifadesi yalnızca savunma hakkı sağlandığında değerlendirilebilir” denilmiştir.


Yargıtay 8. Ceza Dairesi: Önceki Polis İfadesinin Duruşmada Okunması Savunma Hakkını Kısıtlar

Yargıtay, silah bulundurma ve kavgada silah kullanma suçlarından yargılanan bir sanığın duruşmadaki savunması yerine, polis aşamasındaki ifadesinin duruşmada okunmasını, CMK 213’e aykırı bularak bozma gerekçesi yapmıştır.

Karara göre:

  • Sanık duruşmada “polis ifadem okunsun” dese de, mahkeme doğrudan savunmasını almalıydı.
  • Önceki ifadenin doğrudan okunması yerine sanığın savunma hakkı kullanılmalıydı.
  • Tanık ve müştekilerin ifadeleri de yüzleştirme yapılmadan sadece dosya üzerinden değerlendirilmiştir.

Bu durumda, hem sanığın savunma hakkı hem de çapraz sorgu ilkesi ihlal edilmiş sayılmıştır.

Bursa’dan Örnek:

Bursa’da bir kavga dosyasında benzer bir uygulama sonucu sanık hakkında önceki beyanı esas alınarak ceza verilmiş, ancak istinafta, CMK 213 ve AİHS m.6 çerçevesinde “sanığın doğrudan savunma hakkının kısıtlandığı” gerekçesiyle karar bozulmuştur.


CMK 213: Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken 5 Temel Kriter

  1. Önceki beyan ile duruşmadaki beyan arasında çelişki olacak.
  2. Beyan, savcı ya da hâkim tarafından alınmışsa doğrudan okunabilir.
  3. Beyan kolluk tarafından alınmışsa, müdafi katılmış olmalı.
  4. Sanık duruşmada beyanını reddediyorsa, o ifade ikrar kabul edilemez.
  5. Sanığın “okunsun” şeklindeki beyanı, duruşmadaki savunmasının yerine geçemez.

Sıkça Sorulan Sorular (Soru-Cevap Formatında)

SoruYanıt
CMK 213 hangi durumları kapsar?Sanığın önceki ifadelerinin duruşmada okunmasını ve delil olup olamayacağını düzenler.
Polis ifadesi duruşmada okunabilir mi?Müdafii eşliğinde alınmadıysa okunamaz.
Çocuk sanığın ifadesi özel bir korumaya tabi midir?Evet. Çocuk Koruma Kanunu ve CMK’ya göre savcı ve müdafi olmadan alınan beyanlar geçersizdir.
Sanık “ifadem okunsun” derse okunabilir mi?Sadece bu beyan yeterli değildir; savunma hakkı ayrıca kullanılmalıdır.
Bursa’da bu kurallar uygulanıyor mu?Evet. Bursa’daki ceza mahkemeleri, CMK 213’e aykırı uygulamaları bozma sebebi saymaktadır.

Sonuç: Hükme Esas Alınacak İfade, Müdafii Eşliğinde ve Yüz Yüze Alınmalıdır

CMK 213 maddesi, ceza yargılamasında önceki beyanların ne zaman okunabileceğini, hangi şartlarda delil sayılacağını açık şekilde ortaya koymaktadır. Yargıtay’ın istikrarlı içtihatları da göstermektedir ki; hukuka aykırı alınan ve sanık tarafından duruşmada reddedilen ifadeler, adil yargılamaya zarar verir ve hükme esas alınamaz.

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız