Giriş

Pandemi döneminde hükümlülere tanınan denetimli serbestlik veya infaz esneme imkânları, son dönemde infaz hukuku ve eşitlik ilkesi açısından tartışma konusu olmuştur. Bu çerçevede, 11. Yargı Paketi kapsamında gündeme gelen ve kamuoyunda “COVID izni” diye anılan düzenleme, infaz sistemi bakımından önemli bir değişimi işaret etmektedir. Bu makalede, düzenlemenin hukuki altyapısı, mevcut durumu, karşı karşıya olduğu hukuki sorunlar ve beklentiler analiz edilecektir.


Mevcut Durum ve Düzenlemenin İçeriği

  • 14 Temmuz 2023 tarihli Geçici Madde 10, pandemi sürecinde açık cezaevinde izinde bulunan hükümlülere yönelik düzenlemeleri içermekteydi.
  • Bu maddeye göre; açık cezaevinde izinde bulunan ve cezasının bitimine 5 yıl veya daha az süresi kalan hükümlüler, hiçbir talep şartı olmaksızın denetimli serbestliğe geçirilmişti. Ayrıca açık cezaevine ayrılmasına 3 yıl veya daha az kalan hükümlüler için 3 yıl erken denetimli serbestlik hakkı tanınmıştı. Terör ve örgütlü suçlardan hükümlüler kapsam dışındaydı.
  • Ancak bu düzenlemeden sadece 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ve kesinleşmiş hükümlüler yararlanabiliyordu. Bu tarih sonrası suç işleyen ya da hükmü kesinleşmemiş hükümlüler kapsam dışı kalmaktaydı. Bu durum “eşitlik ilkesi” açısından eleştirildi.
    1. Yargı Paketi kapsamında hazırlanan teklifte bu eşitsizliğin giderilmesi hedeflenmektedir. Düzenleme ile suçun işlenme tarihi esas alınarak, 31 Temmuz 2023’ten önce suç işleyen ancak hükmü henüz kesinleşmemiş kişilerin de denetimli serbestlikten yararlanabilmesi öngörülmektedir. Böylece yaklaşık olarak 50 bin hükümlünün yeni düzenlemeden faydalanabileceği öngörülmektedir.
  • Öte yandan, bazı kaynaklara göre 11. Yargı Paketi’nin asıl kapsamının topluma karşı işlenen suçlarda cezaların artırılması yönünde olduğu; infaz düzenlemesinin ise paket dışında ayrı bir düzenleme olarak yürütülebileceği belirtilmektedir.

Hukuki Değerlendirme

(1) Eşitlik İlkesi ve Hukuka Uygunluk

Anayasa’nın eşitlik ilkesine göre (m. 10 T.C. Anayasası) benzer durumda olanlar benzer şekilde muamele görmelidir. Bu bağlamda, suç işleme ve hüküm kesinleşme gibi tarihsel kriterlere göre farklı muamelenin yapılması eşitsizlik yaratma riski taşımaktadır. Mevcut durumda aynı suçtan hüküm giyen iki şahıstan biri 31 Temmuz 2023 öncesi kesinleşmesi sebebiyle avantajlıyken diğeri aynı suç tarihine sahip olup hükmü henüz kesinleşmemiş olduğundan avantajlı olmamaktaydı. Bu durum eşitlik ilkesine aykırılık iddialarını gündeme getirmiştir.
Yeni düzenlemede suç tarihinin esas alınması, hukuki açıdan bu eşitsizliği giderme yönünde anlamlı bir adımdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken hususlar vardır: suç tarihinin tespit edilmesi, kesinleşmemiş hükümlülerin durumu, kapsam dışı bırakılan suç tipleri gibi hususlar hukuka uygunluk açısından sürekli kontrol edilmelidir.

(2) Ceza Hukuku İlkeleri ile Uyumu

Ceza hukukunun temel ilkeleri arasında cevap verebilirlik ve kuvvetle bağlılık yer alır. Yeni düzenleme, hükmü kesinleşmemiş hükümlülere de yarar sağlama yönünde ise de; infaz şartlarının, denetimli serbestlik koşullarının ve kamu güvenliği ile mağdur haklarının dengelenmesi gerekir. Ayrıca, terör ve örgütlü suçların kapsam dışı bırakılması da caydırıcılık ve adalet dengesi açısından önemli görülmektedir.

(3) İnfaz Sistemi ve Cezaevleri Açısından Etkiler

Cezaevlerindeki örgün yükün hafifletilmesi, hükümlülerin topluma yeniden kazanılması, cezaevindeki koşulların iyileştirilmesi gibi açılardan düzenleme olumlu bir potansiyele sahiptir. Mevcut verilere göre cezaevlerinde kapasitenin çok üzerinde yük bulunmaktadır.
Buna karşın, infaz rejiminin esnetilmesi, kamuoyu algısı, mağdur hakları ve suç işleyenlerle mağdur arasındaki denge açısından hassasiyet gerektirir.

(4) Kapsam Dışına Çıkan Suç Tipleri

Düzenlemede terör ve örgütlü suçlar kapsam dışı bırakılmıştır. Bu durum, suç tipleri bakımından ayrım yapılmasının kamu düzeni açısından gerekçesini beraberinde getirirken; bu ayrımın ölçülülük ilkesine uygun biçimde uygulanıp uygulanmadığı hukuki değerlendirmeye açık bir alandır.


Beklentiler ve Uygulama Görünümü

  • Düzenlemenin yasalaşması halinde ilk etapta yaklaşık 50 bin hükümlü yeni sistemden faydalanabileceği öngörülmektedir.
  • Ancak yasama süreci, taslağın Meclis’e sunulması, komisyon ve genel kurul görüşmeleri henüz tamamlanmamıştır. 11. Yargı Paketi’nin ne zaman yasalaşacağı net değildir.
  • Hukuki pratikte, bu düzenlemeden yararlanabileceklerin kapsamı ve kimlerin gerçekten denetimli serbestliğe sevk edileceği, mahkeme kararlarının, infaz hakimliklerinin uygulamasının netleştirilmesini gerektirir.
  • Mağdur hakları açısından kamuoyunda oluşabilecek tepkiler, cezaların hafifletilmesi algısı ve ceza infaz sistemine yönelik güven açısından dikkatle izlenmelidir.
  • Bursa özelinde (isterseniz bu bölüm eklenebilir) cezaevi yoğunluğu, bölgesel infaz uygulamaları ve yerel mahkemelerin yaklaşımı da incelenebilir.

Sonuç

  1. Yargı Paketi kapsamında gündeme gelen “COVID izni” düzenlemesi, infaz hukuku bakımından eşitlik ihlallerini gidermeye yönelik önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Suç tarihinin esas alınması, hükmü kesinleşmemiş hükümlülere de denetimli serbestlik yolunun açılması gibi adımlar hukuk devleti ilkeleriyle uyumlu bir çizgi çizmektedir. Öte yandan uygulamanın nasıl olacağı, hangi hükümlülerin kapsama girip hangilerinin giremeyeceği, mağdur ve kamu güvenliği açılarından nasıl sonuçlar doğuracağı yakından takip edilmelidir.

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız